3.ödev içerik yazılması

ÇERİK ANALİZİ – ANLATIM YÖNTEMİ

1. Anlatım yönteminin tanımı

Düz anlatım yöntemi, öğretmen merkezli bir öğretme yöntemidir. Öğretmenin bilgiyi öğrenenlere aktarması sürecini içermektedir. Öğrenci aktif değildir. Geleneksel bir öğretme yöntemidir.
Anlatım yöntemi, sözlü anlatıma ağırlık verdiği için anlatmayı gerektiren her türlü derste kullanılır. Anlatım en eski öğretim yöntemidir. Çok sık kullanımı, kötüye kullanımı ve yanlış kullanımı nedeniyle en etkisiz yöntem olarak da bilinmektedir. Gerçekte de öğrenciler pasif bir durumda oturdukları ve genellikle öğretim sırasında soru sorma ve düşüncelerin açıklama imkanına sahip olmadıkları için etkin bir yöntem sayılmaz, hatta bazen etkinlik eksikliğinden dolayı sıkıntılara, gündüz rüyalarına ve disiplin sorunlarına neden olmaktadır.
Öğretmenlerin sınıf ortamında kullandıkları yöntem ve teknikler üzerinde yapılan araştırmalarda öğretmenlerin % 90 düzeyinde anlatım yöntemini kullandıkları görülmüştür. Bu yöntemin kavrama, uygulama, çözümleme ve bireşim düzeyli amaçların gerçekleştirilmesinde kullanılmasının istenen düzeyde başarıyı sağlayamayacağı söylenebilir. Çünkü bu yöntem öğrenciyi edilgin kılmaktadır. Öğrenci bu yöntemle bir olayın nedenini, niçinini, nasılını, niyesini soramamaktadır.
Yalnız; anlatım yöntemi, hangi yöntemi kullanırsanız kullanın mutlaka başvurmak zorunda olduğunuz bir yöntemdir. Bilgisayar öğretiminde de bu böyledir. Bilgisayar öğretiminde düz anlatım yöntemi kullanılmazmış gibi görünse de yeri ve zamanı geldiğinde baş vurulması gerekmektedir.


2. Anlatım yönteminin özellikleri
1-Öğretmen merkezlidir.
2-Aynı anda çok sayıda kişiye bilgi aktarılır.
3-Dinleyiciler konuyla ilgili organize bir görüş kazanır.
4-Öğrencilere kısa zamanda çok bilgi verilir.
5-Öğrencilere alışkanlığı kazandırır, not alma becerilerini geliştirir.
6-Bilgi düzeyinde öğrenmeyi sağlar.

3. Anlatım yönteminin yararları
Her yöntemde olduğu gibi doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şekilde kullanıldığı zaman faydalı bir yöntem olur. Anlatım yöntemi de böyledir. Dersin başında, öğrencilerin güdülenmesinde konuyla ilgili açıklamaların yapılmasında öğrenciler tarafından anlaşılması güç olan konuların açıklanmasında bu yöntemin uygulanması gerekmektedir.
Anlatım yöntemi;
1-Öğrencilerin çalışma yapabilmeleri için gerekli temel materyalin sunumu yada yeni bir çalışmayı başlangıç için faydalı yoldur.
2-Bilgisayar öğretiminde anlatılacak konunun mantığını anlatmada faydalı olur.
3-Bilgileri kalabalık gruplara iletmek için yararlıdır.
4-Konu düzenli bir biçimde sunulacağı için zamanın iyi kullanımını sağlar.
5-Oturumda sürpriz bir bilgi ile karşılaşmayacağı için öğretmene ‘’güven’’ duygusu verir.
6-Uygulaması kolay ve ekonomiktir.
7-Öğrencilerin mevcut konu üzerinde organize bir görüş kazanmalarına yardımcı olur.

4. Anlatım yönteminin sınırlılıkları
Günümüzde, anlatım yöntemi, öğrencilerin düşüncelerini açıklama ve sorularını sorma fırsatını kısıtlı verdiği için sıkıcı bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Bilgisayar öğretiminde tek başına kullanılması oldukça sakıncalı bir yöntemdir. Genellikle destekleyici yöntem olarak kullanılması daha faydalı olacaktır. Bilgisayar öğretiminde psikomotor öğrenme beklentisine cevap vermeyeceğinden, tek başına bu yöntem kullanılmamalıdır. Tabi ki görev yaptığınız okulda bilgisayar olmadığını düşünecek olursak bu yönteme başvurmak zorunda kalabilirsiniz. Burada ise aşağıdaki özelliklere dikkat edilmelidir.

1-Uzun ve sık sık tekrar edilen bir anlatım kolayca sıkıcı hale gelir.
2-Dinleyicilerin ilgi ve ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını belirlemek güçtür.
3-Öğretim sırasında soru sorma izni verilmediği için dönütü ortadan kaldırır eksik iletişime neden olur.
4-Ayrıntılı bilgi ‘’iletişim’’ ve ‘’anlatım’’ı oldukça zordur.
5-Dinleyiciler çok pasiftir.
6-Dinleyicileri tanımak güçleşir.
7-Duygusal tutumlar ve psikomotor öğrenme çok ender oluşur.
8-Öğrenci aktif olarak öğrenmeye katılmadığı için yüksek seviyeli bilişsel öğrenme olamaz.

5. Anlatım yönteminde dikkat edilmesi gereken hususlar
Bilgisayar öğretiminde anlatım yöntemini kullanırken, anlatım yönteminin bilgi düzeyinde öğrenme sağladığını fakat bilgisayar öğretimi ise uygulama düzeyinde öğrenme gerektirdiğini göz önünde bulundurmalıyız. Anlatım yönteminin genel özellikleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

1-Basit, kısa ve tam cümleler kullanılmalı.
2-Doğru anlatıma ve mesleki terimlerin kullanılmasına özen gösterilir.
3-Konuların ana başlıkları belirlenmeli, şunu mantıksal bir sıraya göre yapılmalı.
4-Ses tonu iyi ayarlanmalı ve arka sıradakilerin rahat duyabileceği bir şekilde olmalı.
5-Uzun süre konuşmaktan kaçınılmalı.
6-Ara sıra sınıf tartışmalarına yer verilmeli öğrencilere sorular sorulmalı ve gelen yanıtlara göre konu genişletilmeli.
7-Anlatırken espri ve şakalar yer verilmeli, ilgi çekici jest ve mimikler yapılmalı.
8-Öğrenci yaşantılarına uygun örnekler verilmeli.
9-Küçük grup çalışmaları ile anlatılanların tartışması yapılmalı.
10-Anlatılanların dikkatle dinlenmesini sağlamak için ders sonun da küçük bir sınav yapılmalıdır.
11-Öğretmen kibirli olmamalıdır.
12-Öğrencilere karşı geçek bir ilgi göstermelidir.


bundan sonraki başlıkları tamamen bilgisayar öğretiminde anlatım yöntemi çerçevesinde ele alınacaktır.
6. Anlatım yöntemine ne zaman baş vurulmalı

7.Anlatım yöntemi hangi yöntemlerle desteklenmeli

8. Anlatım yöntemini en iyi kullanım için rehber ilkeler
a.Hedef kitleyi iyi tanıma
b.Kullanan öğretmende bulunması gereken özellikler
c.Süreci iyi planlama

9. BOTE öğretmen adaylarının dikkatini çekmesi adına örnek olay yöntemiyle anlatılacaktır. Bu konuda yapılmış anketleri inceleyerek sonuçları hakkında tartışma ortamı oluşturarak anlatım tamamlanacaktır.

Özel öğretim yöntemleri
İçerik
•Bilgisayar nedir?
Daha önceden kendisine yüklenmiş olan verileri saklayabilen, istendiğinde geri getirebilen, çeşitli mantıksal ve aritmetik işlemleri yerine getirebilen elektronik ve mekanik bir cihazdır. Bilgisayar içinde çok hızlı çalışan elektronik devreler bulunmaktadır. Bilgisayar yazılım ve donanım olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Donanım kısmında bilgisayarın çalışmasını sağlayan genellikle elektronik devrelerden oluşmuş araçlar bulunmaktadır. Yazılım ise kullanıcı ile donanım arasında iletişimi sağlayan programlar veya program parçacıklarıdır.
Bilgisayarda işlemler temel olarak dört aşamada gerçekleşir:
1-Bilginin girişi(Giriş birimleri: Klavye, mouse, kamera, scanner, fax-modem vb.)
2-Bilginin saklanması(Hafıza: Hafıza: Harddisk, disket, cd-rom vb.)
3-Bilginin işlenmesi(Beyin: Beyin: Merkezi işlem birimi-Central Processing Unit-CPU)
4-Bilginin çıkışı(Çıkış birimleri:( Monitör/ekran, Printer/yazıcı, plotter/çizici, modem)

•Bilgisayara neden ihtiyaç duyulmuştur?
Bilgisayar fikrinin ortaya çıkışında, insan ihtiyaçları baş sırada bulunmaktadır. Bu ihtiyaçları başlangıçta; çeşitli matematiksel işlemleri daha hızlı yapabilmek, karışık fizik formüllerini çözmek gibi sıralayabiliriz. Örnek olarak bakacak olursak, Blaise Paskal, 1642’de dijital hesap makinesini yapmıştır; yalnızca tuşlar aracılığıyla girilen rakamları toplama ve çıkarma işlemi yapan bu aygıtı, vergi toplayıcısı olan babasına yârdim etmek için gelistirmistir. Bilgisayarın atası olarak gösterilen ilk araç ise abaküs(sayı boncuğu)’dur. Başlangıçta basit toplama-çıkarma işlemlerini daha hızlı yapması için kullanılan bilgisayarlar bu gün hayatımızın vazgeçilmez birer parçası olmuş, dünyanın herhangi bir noktasındaki veriye(bilgiye) erişimde başvurulan ilk kaynak olma özelliğine sahip olmuştur. Sınırsız olan insan ihtiyaçlarını karşılamada bilgisayarlar insanoğlunun imdadına yetişmişlerdir. Evlerimizdeki bulaşık makinelerinden, televizyonlara kadar birçok araç bilgisayar alt yapısı ile programlanarak insanların hizmetine sunulmuştur.

•Delikli kartlar hangi ihtiyaçlar sonucunda kullanılmıştır ve delikli kartlar ile günümüzdeki bilgisayar mantığı arasında nasıl bir ilişki vardır?
Bilgisayarın tarihi gelişiminde günümüz bilgisayar mantığına uyan ilk programlanabilir(kurulma) özelliğine sahip delikli kartlar 1801 yılında Joseph Marie Jacquard tarafından dokuma tezgâhında yapılan işi otomatikleştirmek adına ortaya çıkarılmıştır. Delikli kartların ilk büyük ölçekli kullanımı ise Herman Hollerith tarafından muhasebe işlemlerinde kullanılan hesap makinesinde görülmektedir. Bu hesap makinesinin adı Mark-1’di. Bu hesap makinesi dört işlem haricinde logoritma ve trigonometri fonksiyonlarını çözen özel alt programlara sahipti. Bir çarpma işlemini 3-5 sn yede gerçekleştirmesine rağmen karışık işlemleri tamamlayabiliyordu. Herman Hollerith’in o günlerde bağlı olduğu ve daha sonra bilgisayar sektöründe adını duyuracak olan şirket ise IBM’dir.
•ENİAC bilgisayarların en önemli özellikleri nelerdir?
Ordu için daha hızlı bilgisayarlara ihtiyaç duyulması ile birlikte ABD’de bu alanda yapılan çalışmalar daha da hızlanmıştır ve nihayet 1945 yılında ilk elektronik dijital bilgisayar olan ENİAC J.Presper Eckert, John W.Mauchly ve çalışma arkadaslari tarafından ortaya çıkarılmıştır.167 m2 yer kaplayan ayrıca 180 kWh elektrik harcayan bu bilgisayarlar yine delikli kart sitemiyle çalışıyordu. Bunlara rağmen ENİAC ilk yüksek hızlı, elektronik bilgisayar olarak anılmaktadır.
•İlk programlanabilir elektronik bilgisayarın ortaya çıkışı nasıl olmuştur?
İlk programlanabilir elektronik bilgisayarın ortaya çıkışı 1947 yılında Von Neumann’in teorik çalışmaları sonucunda olmuştur. Bu bilgisayar kendisinden önce ortaya çıkan bilgisayarlara göre çok daha hızlıdır. Bu bilgisayarların en önemli özellikleri makine diliyle programlanmaları ve RAM kullanmalarıdır. Ayrıca bu grup bilgisayarlar ilk ticari bilgisayar grubunu olan EDVAC ve UNIVAC serilerini de kapsamaktadır.İlk ticari bilgisayar UNIVAC-1 adıyla 1952 yılında piyasaya sürülmüştür.
•Bilgisayar fikrinin ortaya çıkışından itibaren bilgisayarın geçmişi nasıl bir kronoloji izler?
Abaküs (sayı bocuğu) ve AntiKitira Makinesi(M.Ö. 150-100)
Makinesel hesaplama aygıtları [Wilhelm Schickard'a (1623)]
İlk programlanabilir(kurulma) bilgisayar Joseph Marie Jacquard'ındokuma tezgâhında Delikli Kart kullanması.(1801)
1854’de Gorge Boole elektronik bilgisayarların gelişiminde büyük rol oynayacak olan mantık kuramını geliştirdi. Boolean cebiri denilen bu sistem 0 ve 1’lerden oluşmakta ve mantıksal olarak çalışmaktadır.
Herman Hollerith tarafından muhasebe işlemlerinde kullanılan hesap makinesi(delikli kartların ilk kapsamlı kullanımı)(1890)
ilk elektronik dijital bilgisayar olan ENIAC J.Presper Eckert, John W.Mauchly ve çalisma arkadaslari tarafından yapıldı.(1945)
1946’da Pensilvanya Üniversitesinde ENIAC (Elektronics Numerical Integrator and Calculator) geliştirildi.
1946’de Dr. Von Neumann ve arkadaşları programı bellekte saklayabilen ilk bilgisayar olan EDVAC (Elektronic Discrete Variable Automatic Computer) geliştirdi.
1948’de ilk transistor Bell lâboratuarlarında geliştirildi.
Ticari amaçli ilk bilgisayar UNIVAC-1adiyla piyasaya sürüldü.( 1952)
1960’ların ortasında IBM sistem 360 bilgisayarı piyasaya sürülüyor. Ayrıca DEC firması da ilk klavye ve fareye sahip PDP-1 makinesini geliştirdi.
Bilgisayarda entegre devreler kullanıldı ve programlama dillerinin sayısı ve kullanımı arttı.(1960’lı yıllar)
1968’de Intel firması kuruldu.
1971’de ilk mikroişlemci INTEL tarafından çıkarıldı.
1980’den itibaren personel computer (PC) kavramı ortaya çıktı ve bilgisayarlar evlerimize girmeye başladı.
Son dönemlerde ise bilgisayarlar ceplere sığacak kadar küçüldü ve olağanüstü hızlara ulaştı.

Eray benim anladığım kadarıyla derste ne anlatılacağından ziyade, neyi nasıl anlatacağımızdan,
anlatırken nelere dikkat edeceğimizden bahsedecektik.

..:: Sevgi KARACA ::..
..:: Animasyon Tasarım ::..

1. Animasyon tasarımı konusunda genel bilgilerin, kavramların verilmesi
Animasyon; bir çok resim ve grafiğin senaryolar içerisinde hareketlendirilmesidir.Hareketlendirme işlemi
bir kaç değişik yol ile gerçekleştirilebilir. En yaygın hareketlendirme yöntemi senaryolar arasında geçişler
sağlanarak gerçekleştirilen hareketlendirmedir. Tasarım; bir şeyi zihinde biçimlendirme kurma, tasarımlanan
biçim, tasavvurdur.
(Anlatım, soru-cevap, sunu ve gösteri yöntemleriyle anlatılabilir.)

2. Animasyon tasarlamada kullanılacak bilgisayar programlarından bahsedilmesi
Animasyon programları olarak Flash, 3D Studio Max, 3D impact pro ve daha birçok program sayabiliriz fakat
okullarda gösterilen Flash animasyon programıdır.
(Anlatım, soru-cevap, sunu ve gösteri yöntemleriyle anlatılabilir.)

3. Animasyon tasarlama için kullanılacak bilgisayar programları hakkında bilgi verilmesi
Flash; vektörel grafiklerle animasyonlar hazırlayabileceğiniz, bu animasyonların birbirleriyle etkileşmesini
sağlayabileceğiniz, ve en son sürümlerinin özelliği olan veritabanları ile asp, php ve cgi gibi script
dillerinin yardımıyla haberleşebileceğiniz bir web sayfası nesne geliştirme programıdır.
3D Studio Max; dünyada en çok kullanılan üç boyutlu grafik ve animasyon programıdır. Üç boyutlu
programlar ile filmlerde ve reklamlarda gördüğünüz birçok görsel efekt yapılabilir.
3D Impact Pro ile web sayfalarınız için çok güzel 3D animasyonlar, başlıklar, objeler, butonlar,
ve logolar yapabilirsiniz. Web sayfanıza banner ve videolar ekleyebilirsiniz.
(Anlatım, soru-cevap, sunu ve gösteri yöntemleriyle anlatılabilir. Bu programlarla yapılmış örnekler gösterilebilir)

4. Animasyon tasarlarken önemli olan noktaların vurgulanması, çizim tekniklerinin anlatılması
Animasyon tasarım için öğrencinin çizim yeteneğinin önemi ön plana çıkarılması gerekmektedir,bunun için de
öğretmen öncelikle bu konu üzerinde durmalı, basit çizimlerle öğrenciye bu yeteneği kazandırmaya
çalışmalıdır. Sonraki aşama ise öğretmen eşliğinde yapılan fakat daha çok öğrencinin hayal gücüne kalmış "tasarım" kısmıdır.
(Gösterip yaptırma yöntemiyle anlatılır. Öğrencilere örnek çalışmalar gösterilebilir.)

5. Bilgisayar ortamında animasyon tasarlanmaya başlanması
(Öğrencilerin temelden animasyonlar tasarlama becerileri kazandırılmaya çalışılır. Örnek çalışmalarla
öğrencilere yol gösterilir. Basit uygulamalardan karmaşığa doğru bir sıralama izlenir. Burada da gösterip
yaptırma yöntemi uygulanabilir.)

6. Öğrencilerin hayal güçleri genişletilerek, tasarladıkları animasyonları ne amaçlarla kullanabilecekleri bilincine vardırılması
(Örnek çalışmalarla öğrencilere neler yapılabileceği gösterilir, ne kadar fazla örnek görürse öğrencinin
hayal gücü o kadar fazla gelişir. Öğrenci animasyon tasarımını iyi bir şekilde öğrendiği takdirde bunu
kendine ve başkalarına yararlı bir çok alanda kullanabilir.
Örneğin; eğitsel animasyonlar yaparak eğitimine yardımcı olabilmek gibi...)

7. Öğrencilerden bir animasyon tasarlamaları istenir
Uygulama etkinliği olarak öğrencilerden kendi seçtikleri bir konuda animasyon tasarlamaları istenir.
Çizim yeteneği, özen, hayal gücü, tasarım becerisi, animasyonun etkililiği gibi kriterlerle de değerlendirilir.

Hedef Kitle: BÖTE öğretmen adayları

Amaç: BÖTE öğretmen adaylarını “görev analizi” konusunda bilgilendirmek ve görev analizini öğretim tasarımında nasıl uygulanacağına dair örnekler sunmak

Konu: Görev Analizi

İçerik:

Görev analizi Öğretim tasarımının en kritik aşamalarından birisidir. Öğretim tasarımcısının öğretim stratejilerini düzenleyebilmesi, uygun ortamları üretebilmesi veya uygun değerlendirme araçlarını geliştirilebilmesi için içeriğin tanımlanmış olması gerekir. Öğretim tasarımcıların % 78’i iyi bir öğretim tasarımı için görev analizi yapılması noktasında aynı fikirdedirler.
Öğretim tasarımı süreci görev analizi yapılarak, içeriğin açıkça ortaya konmasına bağlıdır. Görev analizi üç probleme çözüm üretir: Belirlenen ihtiyacı veya problemi çözmek için gerekli olan içeriğin tanımlanmasını ve böylece içeriğe aşina olmayan tasarımcılara yardımcı olunur. Her bir aşamada birlikte çalışılması gereken konu alanı uzmanları belirlenir. Bu aşamada tasarımcılar içeriği öğrenci gözü ile görebilirler ve bu bakış açısı ile uygun öğretim stratejileri belirlenebilir.
Görev veya içerik analizinde 3 farklı yöntem kullanılabilir.
 Konu analizi ~bilişsel alan
 Prosedürel analiz ~psikomotor görevler veya belli adımların izlenmesi gereken durumlar
 Kritik olay yöntemi ~ kişilerarası becerilerin analizi

KONU ANALİZİ

Konu analizi yapılırken, Öncelikle bir içerik ağacı ve genel bir çerçeve çıkarılır. Ana başlıkların, bazı detayların ve örneklerin yer aldığı bir yapı ortaya çıkartmalısınız.
Konu analizi ile öğretim sürecinde ortaya konulacak olan içerik yapısı belirlenir.
 Olgular
 Kavramlar
 İlkeler
 Kurallar
Olgular, isteğe bağlı ilişkileri gösterir. Örneğin;
 Columbus Amerikayı keşfetti. Columbus ~Amerika
 İsimler, semboller, sınıflandırmalar, yerler, günler
 Tanımlar
 Olayların tanımlanması
 Olgular doğru şekilde düzenlenmediğinde, çok çabuk unutulurlar.
Kavramlar, benzer veya ilişkili fikirlerin, olayların veya nesnelerin gruplanmasında kullanılan kategorilerdir. Örneğin;
 Soğuk içecekler, meyve vb. somut bir kavramdır.
 Dürüstlük, barış vb. soyut kavramlardır.
İlke veya kurallar, iki kavram arasındaki ilişkiyi tanımlar.
 Fiyatlar artarsa, arz artar.
 Fiyatlar düşerse, talep artar.
Prosedürler, Bir görevin tamamlanması için gerekli olan sıralı aşamaları gösterir.
 Kek yapımında izlenmesi gereken aşamalar
 Bilgisayar programındaki yanlışları düzeltme
Kişilerarası beceriler, diğer insanlarla etkileşim için kullanılan sözel veya sözel olmayan becerilerdir.
 Vücut dili
 Görüşme/mülakat becerileri
Tutumlar, davranışa ilişkin yatkınlığı ifade eder.





ÖRNEK:

 Ahşap tutturucusu (Genel çerçeve)
 Çivi
 Vida
 Cıvata
 Detaylı açıklama
 Çivi (Kavram)
 Genellikle telden yapılır. (Olgu)
 Uzunlukları … arasında değişir.
 Birden veya daha fazla ahşaba çekiç yardımı ile çakılır.
 Vida
 Çelikten yapılır.
 Uzunlukları … arasında değişir.
 Tornavida yardımı ile monte edilir.
 Çiviye göre daha güvenli bir bağlantı sağlar. (İlke)
 Cıvata
 Çelikten yapılır.
 Uzunlukları … arasında değişir.
 Bağlantı yapıldıktan sonra karşı taraftan sıkılanır.

 Sonraki aşamada her bir kategori kendi içinde detaylandırılır.
 Konu analizi yapıldığında farklı içerik yapıları belirlenir.
 İlgili olgular, kavramalar, ilkeler, kişilerarası beceriler, tutumlar gruplanır. Örn: Çivi, vida, cıvata
 Her bir bileşen sıralı bir şekilde düzenlenir.
 Görev analizi sonucunda genel çerçeve ortaya çıkar.
 Konu analizi ne kadar detaylı olmalıdır?
 Öğrencilerin özelliklerine uygun olarak detaylandırılmalıdır.
 Konu alanı bilgisi
 Önbilgi

Prosedürel analiz

Prosedürel analiz, her bir aşamada yapılması gerekenleri tanımlamak için kullanılır. Doğrudan gözlenebilen ve gözlenemeyen görevler için gerçekleştirilir. Prosedürel analizde her bir aşamada için iki soru yöneltilir.
1-) Öğrenen ne yapacak?
• Öğrenenin gerçekleştirmesi gereken her bir eylem tanımlanır.
• Bu eylemler fiziksel ya da zihinsel olabilir.
2-) Öğrencilerin bu aşamayı gerçekleştirebilmesi için neyi bilmeleri gerekiyor?
• Ne tür bilgiler önemli? (Sıcaklık, basınç, yönlendirme)
• Bu aşamada gerekli olan bileşenlerin yerleşimi ve yönlendirilmesi ile ilgili ne tür bilgiler gerekli?
• Bu aşamanın gerçekleştirilebilmesi için gerekli ipuçları nelerdir?
Bu analiz sonucunda öğrencilerin izlemesi gereken aşamaların bir akış şemasının ile gösterilmesi yapılacak olan işi kolaylaştırır.

Prosedürel analizin yönetilmesinde kontrol listesi kullanılabilir:
 Her bir aşama ile ilgili, uygun ipuçları ve geribildirim tanımlandı mı?
 Analizler genel olarak kabul edilebilir aşamaları tanımlıyor mu?
 Karar aşamaları belirlenmiş mi?
 Tüm aşamalar açıkça tanımlanmış mı?
 Bazı hasarlara neden olabilecek olan aşamalar belirtilmiş mi?






Kritik Olay Yöntemi

Kişiler arası beceriler ve tutumların analizinde kullanılan bir yöntemdir. Farklı bakış açılarının bir araya gelmesini sağlar.
Bu yöntemde görüşmeler yapılabilir. Bu görüşmeler üç tür soru üzerine odaklanır:
 Olay öncesinde, olay sırasında ve sonrasındaki durumlar nelerdir?
 Olay ne zaman gerçekleşti?
 Olay nerede gerçekleşti?
 Kimler olayın içinde?
 Ne tür ekipmanlar kullanıldı ve durumları nedir?
 Ne yapıyordun?
 Fiziksel olarak ne yapıyordun?
 Kime ne söyledin?
 Ne düşünüyordun?
 Bu olay sizin hedefe ulaşmanızı nasıl etkiledi?

Ayşe HORASAN
PROBLEME DAYALI ÖĞRENME
GİRİŞ
Hazırlanan çalışmanın amacı; BÖTE öğretmen adaylarının bu yeni model hakkında teori ve uygulama boyutunda bilgilendirilmesidir.

Probleme dayalı öğrenme nedir?
Probleme dayalı öğrenme bir problem verilerek öğrencilerin bağımsız öğrenmelerini cesaretlendirirken, onlara bilinmeyenlerle uğraşma ve keşfetme hazzını tattıran bir öğrenme yöntemidir. Bu süreçte öğrenci kendi bilgi düzeyini değerlendirmekte ve problemi çözmede gerekli ek bilgilerin neler olduğuna ve bu bilgilere nasıl ulaşacağına grup arkadaşları ile birlikte karar vermektedir. Probleme dayalı öğrenmede amaç sadece belirli bir konunun çözümlenmesi değil, o problem aracılığıyla gündeme gelen yeni öğrenme hedeflerinin ortaya çıkarılması ve problem çözme çabası içerisinde araştırma, sorgulama, tartışma gibi becerilerin edinilmesini sağlamaktır

Probleme dayalı öğretimde amaç şu iki soruya cevap bulmaktır:
1) Bu bilgileri öğrenmeye neden ihtiyacımız vardır?
2) Okulda öğrendiğimiz bilgilerin gerçek hayattaki değeri nedir?
Bu iki sorunun cevabını bulma merakı ya da ihtiyacı öğrencilerin öğrenme için güdülenmesini artırır.

Günlük hayat sayısız problemlerle doludur. İnsanlar o kadar çok problemle karşılaşmaktadır ki, bu problemler değişik şekillerde kategorize edilebilir. Kişiler arası problemler, çevre problemleri, sağlık problemleri vb… Çocukluktan yetişkinliğe doğru insanların hayatlarında sorumluluklar artmakta, dolayısıyla karşılaşılan problemler de çeşitlenmektedir. Eğer bilinçli olarak aile ve okul ortamlarında problemleri tanımlayıp onlara nesnel yaklaşarak problemleri çözme becerisi edinilmemişse, yanlış kararlar alma ihtimali de artabilir. Öğrencilere gerçek hayata yakın ya da gerçek hayattan alıntı bilgiler verilirse, öğrenme o kadar kalıcı bir olur. Bu hayattan alınan bilgiler öğrencilere bir problem desteğiyle verilebilir. Öğretmenin kılavuzluğu ve gerekli ipuçları ile öğrenciler soruna bir çözüm bulabilir. Böylece yaşamlarında karşılarına çıkabilecek sorunlara pratik ve akılcıl bir çözüm yöntemi bulabilirler.

BÖTE öğretmen adayları bilgisayar derslerini Probleme Dayalı Öğrenme (PDÖ) yöntemi ile verdiği takdirde öğrencilerin bu derse olan ilgileri artacaktır. Çünkü söz konusu olan öğretim yöntemi bu derste işlenecek konuların günlük hayatta nerelerde kullanılacağını tam anlamıyla kavranmasını sağlar.

Böyle bir öğretimin yapılabilmesi için BÖTE öğretmen adaylarının PDÖ’ yü çok iyi bir şekilde öğrenmeleri gerekmektedir. PDÖ’ nün temelinde yatan problem kurma ve çözme becerileri, öğretmen adaylarında da bulunmalıdır. Bu becerileri bilgisayar dersi ile harmanlamak öğretmen adaylarının ilk görevi olmalıdır.

..: SUNU :..

1. Sunu Nedir?
Sununun ne olduğu hakkında öğrencilerin önbilgi düzeylerini ölçmek adına, öğrencilere
soru cevap yöntemi kullanılarak sunu hakkında birkaç soru sorulabilir.

Daha sonra sununun tanımı ve özellikleri düz anlatım yöntemiyle anlatılarak devam edilir.
“Sunu, araştırmaların, fikir ve düşünce birliğinin başka insanlara daha etkili bir biçimde
takdim edildiği ve bilgilendirildiği vasıtalardır. “

2. Sununun kullanım yerleri nelerdir?
Yine burada öğrencilerin geçmiş yaşantıları bilmek ve hayal güçlerini zorlamak adına sununun
nerelerde kullanılabileceği tartışılabilir.

Sununun kullanılması kullanıldığı yerlerde ne gibi değişikler yaratabilir? Kullanılması
gerçekten gerekli midir? gibi sorularla; soru cevap yöntemiyle derse devam edilir.
Düz anlatım yöntemiyle ve örnek olaylarla sunuyu kullandığımız yerler ve yararlar anlatılır.

“Sunumlarda, ders anlatımlarında, bir kitleye yönelik konuşmalarda; slaytları kullanmak;
konunun daha iyi anlaşılmasına, ses hafızasına ilave olarak görsel hafızanın da devreye
sokulmasına ve dinleyici dikkatinin toplanmasına yardımcı olur.”

“Özellikle düz anlatım yönteminin kullanıldığı kazanımlarda sununun kullanılmasıyla,
hedeflenen içeriğin daha çabuk ve kalıcı bir şekilde öğrenciye öğretilmesi sağlanabilir. “

İnsanların herhangi bir konuyu anlamada görme algılarının duyma algılarına göre
daha etkili olduğundan bahsedilir. Sununun önemi vurgulanır.

3. Sunu hazırlama programları nelerdir?
MS Office Powerpoint, Openoffice Sunu programlarıyla slayt hazırlanabileceği belirtilir.
Bu programların özelliklerinden ve farklarından bahsedilir.
Bu programlar açılarak gösterip yaptırma yöntemiyle programlar tanıtılır.(Menüler vb. )

4. Amaca uygun sunu hazırlarken nelere dikkat edilmelidir?
Sunum hazırlarken dikkat edilmesi gerekenler düz anlatım ve soru cevap yöntemleriyle
verilebilir.

Öğrencilere; sunum hazırlarken, sunumun yapılacağı hedef kitlenin önemi nedir? Sunuda
konu içeriğinin önemi var mıdır? Gibi sorular sorulur. Varsa eğer örnek olay vererek önemi
açıklamaları istenebilir.

Mesela 4. sınıfta okuyan bir öğrenci kitlesine yapılan ders anlatımı sunusuyla, üniversite
öğrencisine yapılan ders anlatım sunusunda ne gibi farklılıklar olabileceği tartışılabilir.

“Sunumlarınızı hazırlarken, sunum yapacağınız kesimin ihtiyaçlarına göre ve konu içeriğine
göre çok farklı görünüm seçeneklerinden faydalanmak da mümkündür: Çizim, Taslak, Slayt, Notlar vb .. “

Ayrıca sunuma söylenilecek her sözün yazılmaması gerektiği belirtilir. Sadece vurgulanacak noktaların,
slaytta yer vermenin öneminden bahsedilmelidir.

5. Sunuda kullanılacak görsel ve işitsel öğeler sunuya nasıl eklenir?
Burada düz anlatımdan çok; kullanılan sunu programı üzerinden, gösterip yaptırma yöntemiyle
görsel ve işitsel öğelerin slayta eklenmesi gösterilir.

6. Etkili bir sunum için bağlantılar ve zaman ayarları nasıl yapılır?
Yine gösterip yaptırma yöntemi kullanılır.

7. Daha ilgi çekici sunu hazırlamak için slayt geçişleri nasıl düzenlenir?
Slayt geçişlerini öğrencilerden kendilerinin yapmaları istenir. Daha sonra da nasıl yapıldığı
gösterilir.
Slayt geçişlerini de öğrenen öğrencilerden okudukları bir kitabın özeti için sunu hazırlamaları
istenir. Sunuda, görsel öğelerden varsa işitsel öğelerden yararlanarak amaçlarına uygun bir sunu
olmasına dikkat edilmesi gerekliliğinden bahsedilir.

ÖĞRETİM STRATEJİLERİ - İÇERİK OLUŞTURMA-1

ÖĞRETİM STRATEJİLERİ

Öğretim, öğrenmenin belli bir amaç doğrultusunda başlatılması, yönlendirilmesi, kolaylaştırılması ve gerçekleştirilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Bir öğretim süreci içinde yer alması gereken işlemler şunlardır:
1. Öğrenciyi istendik hedefler doğrultusunda yönlendirme ve güdüleme,
2. Uygun öğrenme yaşantıları sunarak bu hedeflere ulaşmayı kolaylaştırma,
3. Öğrencinin bir bütün olarak (örneğin tutumlar, değerler, uyum gibi kişisel yönleriyle) gelişimine katkıda bulunmadır.
Bu işlemler birbirinden ayrı olmayıp, ancak birlikte gerçekleştirildiklerinde etkili olabilirler.
Görüldüğü gibi artık anne-baba, öğretmen öğretmede "bilgi aktarıcı" durumunda olmamalıdır. Bu nedenle öğrenciye bilgiyi kazanma ve kullanma yollarının öğretilmesinde büyük yarar görülmektedir.
Öğretmen öğretirken:
• Öğretme amacına uygun öğrenme yaşantılarını seçen
Öğrencilerin öğrenme çevresini düzenleyen
• Öğrencilerin öğrenme yaşantıları geçirmesini sağlayan
• Öğrencilere öğrenmeyi öğretendir.
Bu nedenle öğretim sürecinde, öğretim stratejilerinin seçimi ve uygulanması büyük önem taşımaktadır.
Öğretim stratejisi, belirlenmiş hedeflere ulaşmak için seçilen yoldur. Öğretim stratejileri; sunuş yoluyla öğretim, buluş yoluyla öğretim, araştırma ve inceleme yoluyla öğretim olmak üzere üçe ayrılır. Bu stratejiler merkeze aldıkları öğe ve kullandıkları hedefin düzeyi bakımından birbirinden farklılık gösterir. Öğretim stratejilerinin belirlenmesinde en önemli ölçüt ulaşılacak hedefin düzeyidir. Belirlenen öğretim stratejisi hedefe ulaşmada kullanılacak yöntem ve tekniği kapsar ve belirlenmesinde kaynaklık eder.


SUNUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ
Bilişsel kurama dayalı olarak Ausubel tarafından geliştirilmiştir. Ausubel’e göre öğrenci, her zaman hangi bilginin önemli, hangi ipuçlarının problem çözümü için uygun olduğunu bilmeyebilir. Bu nedenle birey, özellikle herhangi bir konu alanıyla ilgili öğrenmesi gereken kavramları, ilkeleri, fikirleri buluş yoluyla değil, kendine sunulanı alma yoluyla kazanabilir.
Öğretim sürecinde çok sık başvurulan bu strateji, okulda daha çok düzenlenmiş ve sıralanmış bilginin aktarılmasında, kavram, ilke ve genellemelerin açıklanmasında kullanılmaktadır.

Sunuş yoluyla öğretimin temel özellikleri:
• Öğretmen merkezli olan bu stratejide, öğretmen tarafından temel kavramlar etrafında düzenlenmiş ve organize edilmiş bilgiler sunulur.
• Öğretmen aktif, öğrenci pasif dinleyici rolündedir.
• Bilgiler bütünde parçaya, genelden özele doğru bir sıra izler. Öncellikle genel ilke ve kavramlar verilir, bunu ayrıntılı bilgilerin kazandırılması izler.(Tümden gelim)
• Kavramlar ve soyut konuların öğretiminde etkili olduğundan, öğrencilerin soyut düşünebildiği sınıflarda (ilköğretim 4-5. sınıf) kullanılır.

Sunuş yoluyla öğretimin aşamaları:
• Ön düzenleyici kullanarak öğrenci öğrenmeye hazır hale getirilir.
• Konunun bütün ayrıntıları araç-gereç ve materyal kullanılarak açıklanır.
• Kavram ve ilkeleri çeşitli örneklerle uygulatarak öğrencini birleştirme, kaynaştırma ve bağdaştırma yapması sağlanır.

Sunuş yoluyla öğretimin stratejisinin kullanıldığı durumlar:
• Hedeflerin bilgi düzeyinde olduğu,
• Grubun kalabalık olduğu,
• Öğretime ayrılan zamanın kısa ve sınırlı olduğu durumlarda,
• Kavram ve genellemelerin açıklanması gereken durumlarda,
• Derslerin giriş ve sonuç (özetleme) bölümlerinde sunuş yolu tercih edilir.

Sunuş yoluyla öğretimin avantajları:
• Hedeflere ulaşmada zamanı kısaltmakta ve zamandan tasarruf sağlamaktadır.
• Sözlü anlatım becerileri geliştirir.
• Bilgi düzeyindeki hedeflere ulaşmada, soyut kavram veya ilkelerin açıklanmasında en etkili öğretim stratejisidir.
• Öğrenci grubunun kalabalık olduğu ve öğretime ayrılan sürenin kısıtlı olduğu durumlarda en ekonomik stratejidir.

Sunuş yoluyla öğretimin dezavantajları:
• Dikkat dağıtıcı, sıkıcı ve tek düze bir öğretim süreci ortaya çıkabilir.
• Öğrenciler aktif değildir.
• Ezbere dayalı ve yüzeysel öğrenmeler gerçekleşebilir.
• Üst düzey hedeflerin gerçekleştirilmesinde uygun değildir.
• Yaratıcılık ve bağımsız düşünmeyi sınırlandırabilir.

Sunuş yoluyla öğretim sürecinde dikkat edilecek hususlar:
• İçerik, anlamlı, açık ve düzenli bir şekilde organize edilmelidir.
• Dersin işlenişi sırasında sadece anlatım yöntemine dayanılmamalıdır.
• Öğretmen-öğrenci etkileşimi olabildiğince üst düzeye çıkarılmalıdır.
• Anlamlı öğrenmenin gerçekleşebilmesi için ön organize ediciler kullanılmalıdır.
• Öğretim sürecinde sözel (ses tonu, vurgu) ve sözel olmayan (jest, mimik) iletişim becerileri üst düzeyde kullanılmalıdır.


BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ
Belli bir problemle ilgili verileri toplayıp, analiz ederek soyutlamalara ulaşmayı sağlayan, öğrenci etkinliğine dayalı, güdüleyici bir öğretme stratejisidir. Bu strateji S. BRUNER tarafından geliştirilmiştir. Bu yöntemde, kural ve genellemelerin öğrencilerle bulunması gerekir. Buluş yoluyla öğrenmede öğrencinin kendi gözlemleri ve etkinliklerine bağlı olarak bilgi, kavram, ilke ve genellemeye ulaşması sağlanır. Bruner, buluşla öğrenmenin zihinde tutmayı ve transferi kolaylaştırdığını, öğrenmeyi güdülediğini savunur. Öğrenci merkezli eğitiminin uygulamasına dayalı bir yaklaşımdır. Bruner’e göre öğrenci bilgiye kendisi ulaşmalı ve keşfetmelidir. Bireylerin öğrenme doğalarında, merak, araştırma, bulma, keşfetme isteği vardır. Öğrenciler bilgiyi kendileri yapılandırmalıdır ve bunun için aktif olarak katılım sağlanmalı, deney yapma imkânı varsa kullanılmalı, ilke ve kavramları öğrencinin bulmasına yardımcı olunmalıdır. Bruner’e göre öğretmenin rolü, önceden paketlenmiş bilgiyi öğrenciye sunmaktan çok, öğrencinin kendi kendine öğrenebileceği ortamı oluşturmaktır. Böylece öğrenciler kendisine güvenen, olumlu benlik geliştiren ve bağımsız davranan bireyler olarak yetiştirilmiş olurlar. Buluş yoluyla ilke ve genellemelerin yanı sıra kavram bilgisinin öğretimi de yapılabilir. Buluş yoluyla öğretim stratejisi özellikle matematik, fen bilimleri ve dil öğretiminde etkili olarak kullanılabilecek bir stratejidir. Buluş yoluyla öğrenme, konuyla ilgili ön bilgilere sahip olmayı gerektirir.

Buluş yoluyla öğretim stratejisinin planlanması:
• Öğrenciye kazandırılacak hedef davranışlar belirlenir.
• Öğrenme konularıyla ilgili somut örnek durumlar ve örnek olmayan durumları belirlenir
• Örnekler öğrencinin merakını sürdürecek bir şekilde basitten karmaşığa, somuttan soyuta, yakından uzağa doğru sıralanır
• Fazla zaman gerektirdiği için zamanı iyi ayarlamak gerekmektedir.

Buluş yoluyla öğretim stratejisinin uygulama aşamaları:
• Öğretmenin örnekleri sunması
• Öğretmenin örnekleri açıklaması
• Öğretmenin ek örnekler vermesi
• Öğrencinin ek örnekleri açıklaması ve öncekilerle karşılaştırması
• Öğretmenin ek örnekleri ve örnek olmayan durumları vermesi
• Öğrencilerin bunları ( zıt örnekleri) karşılaştırması ve duruma uymayan örnekleri belirlemesi
• Öğretmenin öğrencilerin belirlediği, özellikleri ve ilkeleri açıklaması (tamamlaması)
• Öğrencilerin belirledikleri özellikleri ve ilkeleri düzenlemesi
• Öğrencilerin ek örnekler vermesi

Buluş yoluyla öğretimin avantajları:
• Öğrenci ilke ve genellemeye ulaşma sürecinde aktif olduğundan derinlemesine ve kalıcı öğrenme gerçekleşir.
• Bireysel öğretim olanağı sağlar.
• Öğrencinin merak güdüsünü uyandırır ve güdülenmişlik düzeyini yükseltir.
• Bağımsız öğrenme becerilerini geliştirir.
• Öğrencilerin ilgi ve dikkatleri üst düzeydedir.
• Öğrenme süreci zevkli ve eğlencelidir.

Buluş yoluyla öğretimin dezavantajları:
• Uzun zaman gerektirir.
• Kalabalık öğrenci gruplarında etkisi zayıflar.
• Öğrencilerin bireysel farklılıkları süreci olumsuz etkileyebilir.
• Buluş için gerekli araç-gerece her zaman ulaşılamayabilir.
• Bazı derslerin öğretiminde uygun değildir.
• Maliyeti yüksektir.

Buluş yoluyla öğretim sürecinde dikkat edilecek hususlar:
• Bireyin doğasında bulunan, merak ve keşif duygularının sürekliliği sağlanmalıdır.
• Merak güdüsünün harekete geçirilmesi için belli düzeyde belirsizlik yaratılabilir.
• Öğretmen kullanacağı örnek olan ve örnek olmayan durumları önceden hazırlamalıdır.
• Buluş için gerekli, araç gereçlerin ortamda hazır bulundurulması gereklidir.



ARAŞTIRMA-İNCELEME YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ
John Dewey’in bilimsel yönteminin sınıftaki öğretime uygulanmasıdır. John Dewey'in sistemleştirdiği bu yaklaşımda öğrenci problemi tanımlar ve problemin çözümü için hipotezler (denence-geçici çözüm yolları) kurar, hipotezlerin sınanması için veriler toplar, topladığı verileri değerlendirerek sonuca ulaşır. Öğrenci merkezlidir. Öğrenci bu işlemleri yaparken öğretmen ona yol gösterir. Bu strateji ile öğrenciler hayatının tüm evrelerinde karşılaşabilecekleri problemleri çözme becerisi kazanırlar. Uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeyinde öğrenme sağlanır.

Araştırma-inceleme yoluyla öğretimin aşamaları:
• Problemin hissedilmesi ve belirlenmesi
• Problemin tanımlanması ve sınırlandırılması
• Problemler ilgili bilgilerin toplanması.
• Problemle çözümüyle ilgili hipotezler ileri sürme
• Belirlenen çözüm yollarının uygulanması
• Problemin çözülmesi ve sonuca varılması

Araştırma-inceleme yoluyla öğretimin avantajları:
• Problem çözme becerilerini geliştirir.
• Bağımsız düşünme ve bilimsel düşünme becerilerini geliştirir.
• Problem çözmenin(bilimsel düşünmenin) adımlarını gerçek hayattaki sorunların çözünde kullanır.

Araştırma-inceleme yoluyla öğretimin dezavantajları:
• Uzun zaman alır.
• Sınıf dışı çalışmalar gerektirir.
• Araştırmanın sınırları çizilmezse, hedeflerden sapabilir.
• Her konunun öğretiminde kullanılmaz.
• Önkoşul öğrenmelerin eksik olduğu durumlarda kullanılmaz.

Araştırma-inceleme yoluyla öğretim sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar:
• Önkoşul olan bilgi ve kavrama düzeyindeki hedeflerin gerçekleşmiş olması gerekir.
• Araştırma problemi hedefler ve öğrenci özelliklerine uygun olmalıdır.



İÇERİK ANALİZİ - ÖĞRETİM STRATEJİLERİ

1.Öğretim stratejisi tanımı
2.Öğretim stratejisi çeşitleri
3.Öğretim stratejilerinin ayrı ayrı (Sunuş, Buluş, Araştırma-inceleme) tanımı
4.Öğretim stratejilerinin seçiminde dikkat edilmesi gereken unsurların belirtilmesi
5.Sunuş yolu ile öğretim stratejisinin bilişim teknolojileri dersinde kullanılması
a) Avantajları
b) Dezavantajları
c) Kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar
6.Buluş yolu ile öğretim stratejisinin bilişim teknolojileri dersinde kullanılması
a) Avantajları
b) Dezavantajları
c) Kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar
7.Araştırma-inceleme yolu ile öğretim stratejisinin bilişim teknolojileri dersinde kullanılması
a) Avantajları
b) Dezavantajları
c) Kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar
8.BOTE öğretmen adaylarına yol gösterici olması adına Bilişim Teknolojileri dersi kapsamında yer alan konulardan birkaçı seçilerek, bu konuların işlenmesinde kullanılabilecek öğretim stratejilerinin gerekçeleriyle açıklanması


İçerik analizimize göre 1-3 ve 5-7. adımlar tamamlanmıştır. Diğer adımların incelenmesine devam edilecektir...

İçeriğin Yazılması
İçerik: Grafik Tasarımı

1.Grafik Tasarımının temel ilkeleri ve kavramlarının verilmesi sağlanmalı.
Öğrencilere Grafik Tasarımının nelerden oluştuğu anlatılmalı ve örneklerle konu desteklenmelidir.(Örn.: Yapılan tasarımların üzerinden giderek tasarımda nelere dikkat edildiği hangi tekniklerin uygulandığı gösterilir. Öğretmen anlatma yöntemini ve örnekle konuyu açıklamayı sağlamalıdır.)

2.Grafik Tasarımı için kullanılacak bilgisayar yazılımlarının tanıtılması
Öğrencilere bilgisayar yazılımı öğretmekten çok grafikleri nasıl tasarlayacakları bunlara hangi teknikleri uygulayacakları burada vurgulanmalı. Tüm teknikleri alan öğrencinin zorunlu bir yazılım kullanmak zorunda olmadığı anlatılmalıdır.(Örn.: Öğrenci animasyon hazırlamak için Adobe Flash kullanması şart değildir. Swish yazılımını da kullanabilir. Öğretmen göstererek bunları anlatmalı ve gösterip yaptırma yöntemini uygulamalıdır.)


3.BÖTE öğretmen aday(lar)ı tarafından kullanabilirliği yüksek bir yazılım üzerinde her öğrencinin yeteneğine uygun ortak uygulamalar ile 1.maddede öğrendikleri teknikleri uygulama aşamasına geçilmelidir.
Bu aşamada öğrenci verilen içeriği hazırlarken teknikleri kullanmayı öğrenecek.(Burada öğrenci yaparak yaşayarak öğrenme yöntemini kullanmış olacaktır)

4.Derse giriş niteliğinin tekrarı şeklinde öğrencilere teknikler tekrar anlatılmalı ve bunların ileride yapacakları projelerde kullanmaları gerektiği vurgulanmalı.
Anlatılan teknikler ve öğrencilerin uygulama geliştirme sırasında yapmış oldukları hatalar ve eksiklikler öğrencilere söylenmeli ve ileri konular için öğrenme kontrol altına alınmalıdır.(Öğretmen yapılan işlemleri incelemeli ve süreci kontrol etmelidir.)


5.Öğrencilere projeler verilerek grup çalışması ve farklı fikirlerin çeşitliliği sağlanmalı ve fikirlerini tasarımlara uygulayabilmesi geliştirilmelidir.
Herhangi bir konu hakkında öğrencilerden öğrendikleri teknikler çerçevesinde bir tasarım ürünü ortaya çıkartmaları istenir.(Değerlendirme kriterleri, öğretilen teknik ve kavramlar çerçevesinde olmalıdır. Grafik Tasarımı yetenek, çizim kabiliyeti ve bu bilgilerin üzerine öğretmenin koymuş olduğu teknik ve kavramlarla geliştiği unutulmamalıdır.)

1-)Elektronik tabloya niçin ihtiyaç duyulmuş?
a-)Elektronik tablo neden öğreniyoruz
b-)Günlük hayatta kullanılabilirliği
Öğrencinin konuya ilgisini artırır ve ders den faydalanmaya gayret eder..


2-Excel in tanıtımı

a-)Excel nedir? Bir hesap tablosu programıdır. Excel, her türlü veriyi (özellikle sayısal verileri) tablolar ya da listeler halinde tutma ve bu verilerle ilgili ihtiyaç duyacağınız tüm hesaplamaları ve analizleri yapma imkanı sunan bir uygulama programıdır. Excel ile, verilerle ilgili grafikler çizebilir, kolay ve hızlı bir şekilde raporlar, özetler hazırlayabilir, istenilen verilere ulaşabilir, sıralayabilir, sorgulayabilirsiniz.
Excel'de veriler, açılan dosyalarda saklanır. Dosya uzantısı "xls" dir.

b-)Excel neden ihtiyaç duyulmuştur?

c-)Excel ile neler yapılabilir?
Böyle bir soru ile öğrencilerin hayal dünyaları zorlanabilir.

3-Excel Uygulamaları Temel Kavramlar

Çalışma Kitabı: Excel'de yaratılmış bir dosya, bir çalışma kitabıdır.

Çalışma Sayfası: Çalışma kitaplarını temsil eden belge pencerelerinin alt kısmında yan yana dizili olan düğmelerden her birine (Sayfa1, Sayfa2, Sayfa3, …..) çalışma sayfası denmektedir.

Satır, Sütun: Excel sayfası satır ve sütunlardan oluşan bir tablodur. Çalışma sayfalarının her birinde 16384 satır ve 256 sütun vardır.

Hücre: Satırların ve sütunların kesiştikleri her bir kutuya verilen isimdir.


Kullanılacak yöntem:
ilk önce sunum yöntemi ile sözel konular anlatılır ve gösterip yaptırma yöntemi ile bilgisayar başında uygulanır.günlük hayattan örn:öğrenci kendi notlarının ortlamasını hesaplamak istiyor.Buna benzer bir probleme yönelik proje şeklinde ev ödevleri verile bilir.proje ve probleme dayalı öğretim yöntemleri kullanılmış olur…

I. AĞ KAVRAMI

*Ağ Nedir ?
Ağ birbirine kablolarla bağlanmış sunucu, yazıcı, bilgisayar, modem gibi birçok haberleşme ekipmanının en ekonomik ve verimli yoldan kullanılmasıdır. Ağ insanların bireysel değil, ortak çalışmalarını sağlar.
Ağ, veri, yazılım ve ekipman paylaşımıdır. Küçük bir ağ iki bilgisayardan oluşabileceği gibi, büyük bir ağ binlerce bilgisayar, fax-modem, cd-rom sürücü, yazıcı ve bunun gibi ekipmanlardan oluşabilir.
Öğretim Yöntemlerinden; ( Anlatım (Sunuş) , Örnek Olay Yöntemi )
Öğretim Tekniklerinden ; ( Beyin fırtınası, Drama ) kullanılır.

* Neden Bilgisayar Ağlarına Gereksinim Duyulur?
Ağ zaman ve para kazancı sağlar. Basari için isletmenin sadece ofis içinde değil, tüm dünya ile haberleşmesi gerekir. Paylaşım söz konusu olduğundan donanım tüm personel tarafından kullanılabilir, her bir birey için ekstra yazıcı, modem, disk ünitesi gerekmez. Internet erişimi de bir ağ üzerinde paylaştırılabilir.
Öğretim Yöntemlerinden; ( Anlatım (Sunuş) , Örnek Olay Yöntemi )
Öğretim Tekniklerinden ; ( Beyin fırtınası ) kullanılır.

* Ağ Nasıl Çalışır ?
Bilgisayarların birbirleri arasında iletişimi ( dosya , resim , müzik vs.. ) yada ortak bir argıtı ( yazıcı, modem vs.. ) kullanımı.
Öğretim Yöntemlerinden; ( Gösteri-Gözlem Yöntemi )

II. AĞ TÜRLERi

* Yerel Alan Ağları (LAN :Local Area Network) : Kısıtlı bir coğrafi alanda çalışırlar.Bir çok kullanıcının yüksek bant genişlikli kablolar üzerinden iletişim yapmasını sağlar.Yerel hizmetlere her zaman bağlantı kurulabilmesini sağlar.Fiziksel olarak birbirine çok yakın olan cihazların birbirine bağlanmasını sağlar. ( Düz Anlatım yönetimi , Örnek Olay )

* Geniş Alan Ağları (Şehirlerarası) (WAN: Wide Area Network) : Bu network'ler birbirinden kilometrelerce uzakta olan network'lerin yazıcı ve dosya paylaşımı yapmasını sağlamıştır. Çünkü Geniş Alan Ağları çok uzak network'lerin tek bir network gibi davranabilmesini sağlamıştır. ( Düz Anlatım yönetimi , Örnek Olay )

III. AĞ CİHAZLARI

* Ağ Adaptör Kartı : Ağ Adaptör Kartları (Ağ Arabirim Kartlari) ağ yapisinin temelini olusturur. Günümüzde bazi bilgisayarlar üzerinde ag adaptör kartiyla gelir. Eger bilgisayarinizda böyle bir kart yoksa anakart üzerindeki bos bir slota, modem veya ses karti takar gibi kisa sürede takilabilir.( Düz anlatım yöntemi - Gösteri )

* Hub : Hub’in görevi kendisine ulasan sinyalleri alip yine kendisine bagli olan ag ekipmanlarina dagitmaktir. Hub bu islem sirasinda bir tekrarlayici görevi görür ve sinyali güçlendirir.( Düz anlatım yöntemi - Gösteri )

* Anahtar Cihazı (Switch): Switch’ler daha kompleks ve daha verimli hublardir. Portlari arasinda direk kanal olusturma yetenegi vardir. Ağ performansini arttirir.( Düz anlatım yöntemi - Gösteri )

* Yönlendirici (Router): Router’lar ag trafigini filtre eder ve dosyanin dogru yere gönderilmesini saglamak için degisik protokolleri birbirine baglar. Bu filtreleme isleminden dolayi router, switch veya bridge’den daha yavas çalisir. Hub veya switch’lerden farkli olarak router’lar ag yönetim hizmetleri sunarlar.( Düz anlatım yöntemi - Gösteri )

* Yineleyici (Repeater): Repeater (tekrarlayici), ethernet ag standartlarinda merkezi baglanti noktasi ile node arasindaki mesafenin maximum sinirinin asmasi durumunda kullanilir. Sinyali alip, güçlendirip, gönderme özelligine sahiplerdir. Hub veya switchler de birer repeater görevi görür.( Düz anlatım yöntemi - Gösteri )

1. Uygun değil
2. Kısmen uygun
3. Uygun

1. Alt başlıkların (görev analizi) konu amacına uygunluğu.
2. İçeriğin alt başlıklara uygunluğu.
3. Yazımın özgünlüğü
Evrensel bilgiyi konu amacına özel uygun bir dil ile yazma.
4. Yazım Düzeni
5. Örnek verme
6. Ödevleri uygun olarak göndermiş olmak
7. Kaynaklarrın uygun ifade edilmesi


7-21*100/21

GÖSTERİ YÖNTEMİ
Gösteri yöntemi, öğretmenin herhangi bir konuyu araç ve gereçler kullanarak açıklaması demektir. Öğretmen belli bir işlemin nasıl yapılacağını anlatan bir gösteri yapar. Bu sayede öğrencilerin çeşitli duyu organlarını etkilemeye çalışır. Bu yöntem görsel ve işitsel öğeler birlikte kullanıldığı için etkili bir öğrenme ortamı yaratır.
Meslek liselerinde belli bir işin yapılması ya da laboratuarda yapılan bir deney bu yöntemle verilebilir. Bu yöntem tek başına kullanılacağı gibi televizyon, VCD gibi araçlar yardımı ile film izletilerek de diğer yöntemlerle birlikte uygulanabilir. Bu sayede etkin bir öğrenme sağlanır.

Gösteri yönteminin yararlı yönleri
1.Öğrencinin konuyu görerek ve işiterek öğrenmesini sağlar.
2.Gösteri sözlü ifadelerin yetersiz olduğu yerlerde anlatımı kolaylaştırır. (Sözün bittiği yerde devreye girer)
3.Yapılan işler ile sonuçları görülebildiğinden öğrenme daha kolay ve kalıcı olur.
4.Özellikle bilgisayar alanında donanımların kullanımı kolaylıkla öğretilebilir.
5.Öğrenci, öğrenme sürecine aktif olarak katıldığı için öğrenmede kalıcılık düzeyini artırır.

Gösteri yönteminin sakıncalı yönleri
1.Bu yöntem, anlatım yöntemine kıyasla daha fazla zaman gerektirir.
2.Kullanılan araçlar ve zamandan dolayı masraflı olur.
3.İyi bir gösteri hazırlayabilme, eğitim teknolojisi alanında çok iyi bilgi ve beceri sahibi olmayı gerektirir.
4.Gerekli olan araç-gereç ve materyallerin sağlanması zor olabilir.

Gösteri yönteminin uygulanmasında izlenecek aşamalar
1.Öğretmenin gerekli ortamı ve araç-gereçleri hazırlaması.
2.Gösteri planını önceden hazırlanıp panoya asılması ya da öğrencilere izlenecek aşamaların yazdırılması.
3.Yazı yanında mutlaka, şekil, şema ve görsel öğelere yer verilmesi.
4.Yapılan gösteri birkaç öğrenciye tekrar ettirilerek yapılan hatalar varsa görmeleri sağlanmalı.
5.Soru cevap ile konunun eksik yanlarının tamamlanması.
6.Öğrencilere bireysel ve grup olarak uygulamanın yaptırılması.
7.Yapılan çalışma boyunca öğretmenin öğrencilerin çalışmalarını kontrol etmesi, onları yönlendirmesi ve yapılan hataların anında düzeltilmesinin sağlaması.
8.Ortaya çıkan ürün ve çalışmaların öğrencilerle birlikte değerlendirilmesi.

Gösterinin uygulanmasında dikkat edilecek noktalar
1.Gösteri, mümkün olduğunca basit tutularak anlama kolaylaştırmalıdır.
2.Konudan uzaklaşmamaya dikkat edilmelidir.
3.İyi bir iletişim kurulmalıdır.
4.Gösterinin süresi öğrencinin dikkat düzeyine göre ayarlanmalıdır.
5.Konuşma, uygulama ve gösterme bir arada yürütülmelidir.
6.Zaman zaman yapılanlar özetlenmeli ve önemli noktalara öğrencilerin dikkatleri çekilmelidir.
7.Yazılı materyal varsa gösterinin sonunda öğrencilere dağıtılmalıdır.
8.Öğrenci sorularına yer verilmelidir.
9.Gösterinin yazılı bir test verilerek değerlendirmesi yapılmalıdır.

Örnekler
* Bir bilgisayar öğretmeni bilgisayarın temel öğelerini(fare, klavye, monitör, kasa vb) soru-cevap ve gösteri yöntemlerini kullanarak anlatabilir. Bu anlatım sırasında tarayıcı, yazı tahtası, CD'lerden faydalanılır.
* Bir bilgisayar öğretmeni fareyi kullanarak resim çizmeyi, resim içine istenilen şekilde kelime yazmayı gösteri yöntemiyle öğrencilere öğretebilir.
* Bir bilgisayar öğretmeni klavyedeki tuşları gösterirken gösteri yöntemini kullanabilir.

KAYNAKLAR

* http://stu.inonu.edu.tr/~idkurt/blog/?p=64
* celilalagoz.googlepages.com/MEHMETAYDIN2537110A-2.doc
* web.inonu.edu.tr/~makdag/gosteri.ppt

Psikomotor davranışlar, nesnelerin, araç-gereçlerin kullanımını içerir. Bilişsel yetenekleri ölçen sınavların aksine, beceriye dayalı sınavlar, öğrencinin bir şey yapabilme yeteneğini ölçerler. Bu sebeple, psikomotor davranışlar, gözlenerek değerlendirilir. Sınavda öğrenciden bir iş veya işlemi yapması istenir (Kartondan kareler yapma, bir müzik aletini çalma vb.) Yapılan iş veya işlem önceden belirlenmiş standartlara göre değerlendirilir. Psikomotor davranışların ölçülmesinde performans testleri kullanılır.

PERFORMANS TESTLERİNİN GELİŞTİRLMESİ

Neyi ölçmek istediğimiz süreç, ürün ya da her ikisinin de önemli olup olmadığını belirleyelim. Süreç, öğrencinin beceriyi, işi, işlemi nasıl yaptığı ile ilgilidir. Ürün ise nihai sonuçtur. Becerinin hangisine göre değerlendirileceğine karar veririz.
Performans kriterlerini belirleyelim, Performans testlerinin en önemli noktası, yeterliliğinin değerlendirilmesinde kullanacağınız ölçütlerdir. Çoğu kez, öğretim hedeflerinin standart öğesi performans kriterleri olarak kullanılır. Eğer süreç önemliyse, her bir işlem ve işlem basamağı için kriterler belirlenmelidir. Eğer ürün önemliyse, kriter olarak, tamamlanmış bir üründe aranan özellikler (boyutlar, biçim, renk, görünüş vs.) tanımlanmalıdır.
Performans kriterlerinin ya da sınav sorularının nasıl puanlanacağını belirleyelim Psikomotor davranışların ölçülmesinde, yaygın olarak iki ölçme aracı kullanılır. Kontrol listeleri ve dereceleme ölçekleri. Kontrol listeleri, gözlenecek davranışın var olup olmadığını “evet/hayır”, “kabul edilebilir/kabul edilemez”, “yeterli/yetersiz” veya “geçer/kalır” seçenekleriyle belirlemek için kullanılır. Dereceleme ölçekleri ise, gözlenecek davranışların tamlık derecesini belirlemek için kullanılır.
• Kontrol listeleri genelde süreci ölçmek için, dereceleme ölçekleri ise ürünü ölçmek için kullanılır.
Geçerli puanı belirleyelim Performans testlerinde becerinin kabul edilebilir olup olmadığına karar vermek için gerekli puanı belirlemek çoğu öğretmen için zordur. Bunu kolaylaştırma yollarından biri, yalnızca önemli süreç ve ürün ilişikli maddeleri değerlendirmeye almaktır. Eğer tüm maddeler önemli ise, öğrenci her bir performans kriterinde başarılı olmalıdır.
Performans Testi geliştirelim Bir performans testinin geliştirilmesi üç kısımdan meydana gelir: Hazırlık, öğrenciye verilecek yönergeler ve notlandırma bölümü.
Hazırlık bölümü, sınavın nerede gerçekleştirileceğinin bir tanımını; öğretmen tarafından yapılması gereken hazırlıkların belirtilmesi ve gerekli makine, malzeme ve aletlerin listesini içerir.
Öğrenciye verilecek yönergeler, ne yapılacağının, hangi materyallerin, makinelerin ve aletlerin kullanılabileceğinin, testin nasıl değerlendirileceğinin kısa bir açıklamasının ve zaman sınırlaması olup olmadığını içerir.
Değerlendirme bölümü, öğrencinin çalışmasının kontrol edilmesinde kullanılacak performans kriterlerini kapsar. Kriterlerin her biri, geçmiş zaman kullanılarak açıklanmalıdır.
Performans Testi deneyelim: Testi, öğrencileri değerlendirmek için kullanmadan önce bir meslektaşınız ile veya birkaç öğrenci üzerinde deneyelim. Performans Testimizi, anlamsız, kötü ifade edilmiş ya da farklı yorumlamalara açık maddelerin bulunup bulunmadığı yönünden gözden geçirelim. Test maddelerinin açık, anlaşılır ve gözlenebilir olmaları önemlidir.
Performans Testi uygulayalım: Uygulanacak test ortamını hazırlayarak, öğrencilere testi tamamlayabilmeleri için gerekli olan tüm araç-gereçleri sağlayalım ve zamanı açıkça ifade edelim. Öğrencileri yönergeleri dikkatle izlemeleri hususunda uyaralım. Öğrencilerin gereken performans üzerinde tartışmalarına ve soru sormalarına izin verelim. Herhangi bir yanlış veya eksik anlama varsa, anında düzeltelim.
• Öğrencilere ne yapacaklarını ve sınav esnasında nelere dikkat etmeleri gerektiğini açıklayalım.
• Test sırasında, yönergeleri açıklığa kavuşturma dışında öğrencilere yardım etmeyin.
• Sınav sonunda, öğrencilerin soru sormalarına ve tecrübelerini tartışmalarına imkân tanıyalım. Öğrencilere uygun geri bildirimlerde bulunalım.





[center]

İçeriğin Yazılması - ÖMER GÜL - 060535017
İçerik : İnternette Etik ve Güvenlik


1. "Etik" kavramına açıklık getirilmeli ve temel kavramların tanımı yapılmalı.
Etik kelimesinin ne anlama geldiği açıklandıktan sonra internet ortamında katıldığımız etkinliklerdeki etik değerlerden bahsedilmeli. İnternetteki davranış kurallarına, tani etiğe niçin gereksinim duyulduğu ve bu kurallara uyulmazsa karşılaşılabilecek tehlikeler açıklanmalıdır. Bu kısımlar örnek olaylar ile desteklenmelidir, düz anlatım ve soru cevap yöntemi idealdir.

2. İnternette Etik konusunun hangi başlıklar altında önem kazandığı konuları tanıtılmalı.
Öğrencilere web sitelerini kullanım etiğinden, E-Posta kullanım etiği, Anında mesajlaşma kullanım etiğine kadar internet üzerinde uyulması gereken kurallar hakkında bilgiler verilmelidir. Bu kurallara uyulmadığı takdirde ne tarz problemler ve güvenlik sorunları ile karşılaşılacağı konusu "beyin fırtınası" yöntemi ile irdelenmelidir. Ayrıca bu konu ile alakalı olarak, öğrencilerden örnek olaylar araştırmaları istenebilir.

3. BÖTE öğretmen adaylarının, öğretmen olduktan sonra "Okulda internet kullanımı hakkında göz önünde bulundurulması gereken konular incelenmeli.
Öncelikle okul ortamında internetin kullanım amaçlarından bahsederek giriş yapılmalıdır. Yönetici ve Öğretmenlerin internet kullanımında dikkat etmesi gereken etik değerler incelenmelidir. Ayrıca öğrencilerin internet kullanımı konusunda nelerin sakıncalı olduğu ve etiğe aykırı durumlardan nasıl korunulacağı başlıkları ayrıntılarıyla incelenmelidir. Okulda internet güvenliğinin nasıl sağlanacağı konularına değinilmelidir. Yine bu konuda en çok faydalanılacak yöntem, örnek olay ve beyin fırtınası yöntemidir.

4. İnternet'ten dosya indirirken ya da araştırma yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar belirtilmelidir.
İnternette bilgi paylaşımı başlığı altında "Telif hakları" konusu vurgulanmalıdır. Bu aşamada öğrencilere araştırma ödevi verilerekten "Kaynak Göstererek" bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma gibi alışkanlıklar kazandırılmalıdır.

1. Temel kavramların tanımlanmaısı:

Tutum nedir, Tutum ölçeği nedir tanımlanarak temel kavramlar hakkında bilgiler verilerek
konuya giriş yapılır.

2. Tutum ölçeklerinin kullanımı:

Tutum ölçeklerinin kullanım alanları ve kullanım amaçları nelerdir? Biz tutum ölçeklerini
nerelerde kullanabiliriz. Tutum ölçekleri bize ne gibi yararlar sağlayabilir.

3. Tutum ölçeği çeşitleri:

Tutum ölçek çeşitleri tanımlanarak hepsi hakkında bilgi verilir. Ölçeklerin avantaj ve devavantajlarıyla
birlikte birbirlerine karşı üstün zayıf yanları gösterilir. Hangi ölçek daha fazla tercih ediliyor. Ölçekçeşitlerinden begenilen örneklerden birer tane gösterilebilir.

4. Tutum ölçeği geliştirme:

Tutum ölçeklerin nasıl geliştirilir ölçek sonucuçları nasıl ve hangi kriterlere göre değerlendirilir
bu kriterler neye göre belirlenir.

İçerik:

1- Grup: Karşılıklı bağımlılık, etkileşim ve bir ortak amaç uğruna bir araya toplanmış insan topluluğudur.

2- Bir grubun özellikleri:
*Birlik algısı geliştirirler
*Etkileşimde bulunan üyeler kendilerini o grubun üyesi olarak tanımlarlar.
.*Karşılıklı bağımlılık gerektiren yeni hedefler geliştirirler.
*Birbirine bağımlı bir rol sistemi içerisinde yer alırlar.
*Ortak amaç ya da idealleri paylaştıkları için birbirine benzerler.
*Grup yaşantısını ödüllendirici bulurlar.
*Ortak çıkarlarıyla ilgili konular üzerinde normlar oluşturur ve bunlara uyarlar.

3- Grup oluştururken dikkat edilmesi gereken hususlar:
a)-Güven: Grup oluştururken hemen ilk olarak üzerinde durulması gereken öğe güven oluşturabilmektir. Grupta kimin kimden üstün olacağı değil, kimin neyi ne zaman ve nasıl yapacağının önemli olduğu vurgulanmalıdır.
b)- Benzerlik ve farklılıklar: Grup oluştururken benzerlik ve farklılıklar göz önüne alınmalıdır. Grup üyelerine bireysel farklılıklarının grup içinde asla bir sorun olarak değil, bir gereklilik olduğu yansıtılmalıdır.
c)- Grup üye sayısı: grup oluştururken grup üye sayısı dikkate alınmalıdır. Araştırma sonuçları en verimli ve isabetli kararların 3- 5 kişilik gruplar olduğunu göstermektedir.
d)- Dayanışma: Dayanışma, grup üyelerinin seçtikleri vizyon doğrultusunda “Biz” duygusunu kazanmalarıdır.
e)- Grup oluştururken, olmazsa olmaz ilkelerin başında grup üyelerinin her birinin kabul edeceği vizyon saptaması gelir.

4- Grup çeşitleri:
a)- Çizgisel grup: Çizgisel grup, eğitim süreci tamamlanana kadar bir öğrenciden diğerine geçen rutin ve tekrar işleri yapar.
b)- Paralel grup: Paralel gruplar, eğitim faaliyetlerinin tamamlanması için gerekli özel açıklamalara sahip öğrencilerden oluşur. Öğrencilerin çoğu birçok grupta birden çalışır.
c)- Dairesel grup: Dairesel grupta da öğrenciler arasında kolay iletişim vardır. Bu tür gruplarda öğrenme en üst düzeye çıkar. Yaratıcılık ve beyin fırtınası eğitimin önemli bir parçasıdır.

5- Bilgisayar derslerinde grup çalışması: Bilgisayar dersinde grup çalışması derste işlenecek konuya, sınıf mevcuduna, kullanılacak teknolojik alet veya materyal sayısına vb. durumlara bağlıdır.

6- Bilgisayar derslerinde grup çalışmalarının yapılabileceği yerler: Yukarıda da bahsettiğim gibi grup çalışması işlenen konuya bağlıdır. Her konuda grup çalışması yapılmaz. Örneğin: “Bilgisayar donanımı dersinde, bilgisayar donanımlarını tanıyarak bunları uygun şekilde bir araya getirip çalıştırmak.” Bir grup çalışması gerektirmez yapılsa da uygun olmaz. Fakat web tasarımı dersinde düzgün bir web sitesi yapılması isteniliyorsa en uygunu grupça yapılmasıdır. Çünkü: Gruptaki kişilerin bilgi ve birikimlerinin paylaşılması sonucu daha düzenli bir ürün ortaya çıkar.

7- Bilgisayar dersinde grup çalışması takibi: Grup çalışması süreç boyunca belli aralıklarda, dersi veren öğretmen tarafından takip edilmelidir. Bu takibi öğrencilerin önceden vermiş olduğu çalışma takvimi sayesinde rahatça yapabilir. Takip sırasında eksikler geribildirim olarak öğrencilere anlatılmalıdır.

8- Bilgisayar dersinde grup çalışmasının değerlendirilmesi: Grup çalışması değerlendirilirken süreç kesinlikle göz önüne alınmalıdır, bunu da yukarıda bahsettiğim gibi çalışma takvimi sayesinde yapabiliriz. Böylece süreç boyunca gurup üyelerinin yaptığı işler belli olur. Son olarak da grubun yapmış olduğu proje, verilmiş olan kriterlere uygun olarak değerlendirilir.

YÖNTEM VE TEKNİKLERİN BELİRLENMESİ

1.TEMEL KAVRAMRAMLAR
1.1.Strateji nedir?
1.2.Yöntem nedir?
1.3.Teknik nedir?

Bölümün amaçları

Bu bölümü çalıştıktan sonra aşağıdaki davranışları kazanmanız beklenmektedir.

1.Yöntem ve tekniklerle ile ilgili kavramı tanıyabilme
2.Strateji-Yöntem-Teknik arasındaki ilişkiyi açıklayabilme.

Uyarı1! Bu konuyu daha iyi kavramak için öğretim Stratejileri konusuna bakmanızda yarar vardır.

Uyarı2! Kazanımları kazandırırken nasıl sorusuna cevap bulunuz.

1.1.Strateji nedir?
Hedefe ulaşmak için seçilen en kısa yol ya da yollar bütünüdür.
2.2.Yöntem nedir?
Hedefe ulaşmak için seçilen en kısa yol ya da düzenli yoldur.
3.3.Teknik nedir?





2.ÖĞRETMENLERİN DERSLERDE FARKLI YÖNTEMLER KULLANMASINI GEREKTİREN BAŞLICA NEDENLER NELERDİR?



Bu bölümü çalıştıktan sonra aşağıdaki davranışları kazanmanız beklenmektedir.

1.Tek bir yöntemin hedefleri kazandırmada yeterli olamayacağını açıklayabilme.





—Farklı düzeydeki kazanımlar,
—Farklı öğrenci özellikleri,
—Farklı dersler ve konular,
—Farklı öğrenme-öğretme ortamları
—Farklı öğrencilerdir. Ayrıca tek bir yöntemin bütün hedefleri ve konuları aktarmada yetersiz kalması da buna neden olmaktadır.


3.YÖNTEM VE TEKNİKLERİN SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN ETMENLER NELERDİR?



Bu bölümü çalıştıktan sonra aşağıdaki davranışları kazanmanız beklenmektedir




Öğretmenlerin derste kullanacağı yöntem ve tekniklerin seçiminde birçok etmen etkili olmaktadır. Bunlar;
3.1- Ulaşılacak kazanımlar-hedefler
3.2- İçeriğin yapısı(konunun özelliği)
3.3- Öğrencilerin özellikleri
3.4- Öğretmenin yöntem ve teknik konusundaki bilgi ve becerisi
3.5- Öğrenme-öğretme ortamının fiziksel özellikleri
3.6- Ekonomiklilik(Zaman ve maliyet)
3.7- Kullanım kolaylığıdır.

3.1- Ulaşılacak kazanımlar-hedefler:


3.2- İçeriğin yapısı(konunun özelliği):


3.3- Öğrencilerin özellikleri:


3.4- Öğretmenin yöntem ve teknik konusundaki bilgi ve becerisi:


3.5- Öğrenme-öğretme ortamının fiziksel özellikleri (öğrenci grubunun büyüklüğü, okulun sahip olduğu olanaklar ve kaynaklar, dersliğin yapısı):



3.6- Ekonomiklilik(Zaman ve maliyet)


3.7- Kullanım kolaylığıdır.
Kullanım kolaylığı yöntem seçimini etkiler.


4.BİLGİSAYAR ÖĞRETİMİNDE KULLANILABİLECEK YÖNTEM VE TEKNİKLER NELERDİR?



Bu bölümü çalıştıktan sonra aşağıdaki davranışları kazanmanız beklenmektedir.






Yöntemler , Teknikler
Anlatım yöntemi -Soru-cevap
Gösteri yöntemi -Beyin fırtınası
Gösterip yaptırma yöntemi -İkili ve grup çalışması
Örnek olay yöntemi -Görüş geliştirme, Drama
Problem çözme yöntemi -Balık kılçığı
Proje yönetimi -Küçük grup öğretimi


5.BİLGİSAYAR ÖĞRETMENLERİ ÖĞRENME ALANLARINDAKİ KAZANIMLARA GÖRE HANGİ YÖNTEM VE TEKNİKLERİ KULLANMALIDIR?



Bu bölümü çalıştıktan sonra aşağıdaki davranışları kazanmanız beklenmektedir.




Bilişsel alan nedir?
Duyuşsal alan nedir?
Psikomotor alan nedir?


5.1.Bilişsel alan kazanımlarda(Yöntem ve teknikler kullanılmalı)

5.2.Duyuşsal alan kazanımlarda(Yöntem ve teknikler kullanılmalı)

5.2.Psikomotor alan kazanımlarda (Yöntem ve teknikler kullanılmalı)





.






Seçtiğiniz yöntem ve teknik:
Hedef kitle:

Uyarı! Değerlendirmenizi nasıl sorusuna göre cevaplayınız.

[justify]

ÖLÇÜTLER	İYİ,ORTA,KÖTÜ	AÇIKLAMALAR
Kazanıma Uygunluk
İçeriğe Uygunluk
Sınıf Mevcuduna Uygunluk
Ortama Uygunluk
Zamana Uygunluk
Maliyet Uygunluğu
Kullanım Kolaylığı

Kaynaklar

1.Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme-Halil İbrahim Yalın
2.İhtiyaç yayıncılık
3.Garanti akademi

1. Arama Motoru Nedir?
Arama motoru (search engine), dünyadaki hemen hemen tüm web sitelerinin listelendiği, kategorilere ayrılmış, aradığımız bilgileri en kısa yoldan ve hızlı bir şekilde ulaşmamızı sağlayan web siteleridir.


2.Arama Motorlarına Neden İhtiyaç Duyulmuştur?
İnternetin ilk kullanılmaya başladığı yıllarda web sitelerinin sayısı oldukça azdı. Bu sebeple arama motoru diye bir nesneye o kadar da fazla ihtiyaç yoktu. Bu web sitelerinin sayılarının artması ve içeriklerinin oldukça zenginleşmesinden dolayı insanlar aradıkları nesneleri bir yardımcı nesne olmadan bulamaz olmuşlardır. İşte bu noktada da devreye arama motorları girmiştir. Arama motorları bize aradığımız nesnelere daha hızlı ve daha kolay ulaşma imkânı sağlamıştır.

2.1 Arama Motorları Olmasaydı Hayat Nasıl Olurdu?
Eğer arama motorları olmasaydı, insanlar internet sitelerinin içeriği arttıkça bulmak istedikleri nesneye ulaşmak için tüm bu web sitelerini gözden geçirmek zorunda kalacaklardı. Beklide arama motorlarını kullanarak birkaç dakikada ulaşacakları bilgiye saatlerini harcayacaklardı ve en değerli şeylerini yani zamanlarını boşa harcayacaklardı. Üstelik saatler sonra bile sonuca ulaşmak garanti olmayacaktı.


3.Arama Motorlarının Yapısı Nasıldır?
3.1 Arama motorları 3 temel yapıdan oluşur:

3.1.1 Spider: İlki "Spider, bot, ant" gibi isimlere sahip olan programlar. Bu programlar interneti dolaşıp sayfaları tespit edip veritabanlarına kaydederler.

3.1.2 Veritabanı: Spider tarafından ziyaret edilen, her sayfanın kopyası burada saklanır. Sayfanızda yaptığınız değişiklikler, Spider tekrar uğrayıncaya kadar arama motorlarında yer almaz. Arama yapıldığında, sayfanız veritabanındaki son haline göre değerlendirilip, sıralanır. Bu yüzden kullanıcılar, ölü linkler yada çok farklı içeriklerle karşılaşabilmektedir. Google.com’da "Önbellekten oku" komutuyla kayıtlı sayfanın Google'ın veritabanındaki halini görebilirsiniz.

3.1.3 Sıralama mekanizması: Üçüncü parçada sıralama mekanizmasıdır. Kullanıcın yaptığı aramaya göre, en uygun şekilde sayfaları sıralamaya çalışır. Her arama motorunda bu parçalar farklı çalışır. Bazılarında, sayfanızda frame, image map kullanmanız sorun yaratabilir. Bazıları, veritabanına alt tag larını kaydetmez.

Her biri kendi yöntemini geliştirerek, ziyaretçilerine en iyi sonuçları getirmeye çalışır. Arama motorları, siteniz için önemliyse, kodlarınızı arama motorlarına uyumlu hale getirmeli, ve üst sıralarda yer alabilmek için, optimize etmeniz gerekmektedir.


4.Arama Motorlarından Nasıl Daha İyi Sonuçlar Elde Ederiz?
Arama motorlarını kullanarak aradığımız nesneye ulaşmanın en kısa ve hızlı yolu uygun anahtar kelimeleri seçmekten geçer. İnternet üzerinde yüzlerce hatta binlerce arama motoru bulunmaktadır. Bunların bir kısmı kendi alanlarındaki web sitelerini listelemekte, bir kısmı yerel alanlarda hizmet vermektedir. Bir kısmı da dünya üzerindeki her türlü web sitesini listelemektedir. Arama kriterlerini en aza indirmek arama motorlarındaki komut satırına herhangi bir kelimeyi yazdığımızda, bu arama motoru bu kelimenin geçtiği tüm dokümanları listeler. Oysa bu dokümanların içinde işimize yaramayan öyle çok doküman listelenir ki, işimize yarayanı bulmakta zorlanmaya başlarız. Mesela bu arama motorlarından bir tanesine web yazıp aramasını istediğiniz zaman, karşımıza yüz binlerce sayfa çıkar. Diğer taraftan " web sayfası" yazıp aramasını istediğimiz zaman ise hem içinde web geçen hem de sayfası geçen tüm dokümanları listeleyeceğinden bu sefer milyonlarca doküman çıkacaktır. Oysa bunun için, internetin her yerinde olduğu gibi, büyük bir kolaylık sağlayan arama parametreleri vardır. Bu parametreleri kullanarak aradığımız dokümanlara doğrudan ulaşabiliriz.

4.1 Arama Parametreleri Nelerdir?
Arama parametreleri, arama motorlarına göre zaman zaman değişkenlik içerse de, tüm arama motorlarında geçerli olan bir kaç parametre vardır. İşte bunlardan birkaçı:

+ parametresi "ve" anlamına gelir. Arama satırına web sayfası yerine web+sayfası yazarsak, arama motoru artık bize içinde sadece web sayfası geçen dokümanları listeleyecektir. Bu dokümanların içinde web kelimesi ortada sayfası kelimesi başta veya sonda olabilir. Bu işimizi biraz daha kolaylaştırmış olacaktır. Ama hala tam aradığımız doküman bu olmayabilir.
O zaman da; " " parametresini kullanmalıyız. Yani "web sayfası" yazıp aranmasını istediğimiz zaman, içinde sadece web ve sayfası yanyana geçen dokümanlar listelenecektir.

- parametresi arama motorunun arama satırına "web sayfası" - eğitim yazarak aramasını istediğimiz zaman, arama motoru, içinde web ve sayfası yan yana bulunan ama eğitim kelimesi içermeyen tüm dokümanları listeleyecektir.
site:siteadresi şeklinde yazılan parametre ise bizlere yalnızca o sitenin içerisinde arama yapma imkanı sunacaktır. Örneğin; başarı site:www.gazi.edu.tr diye yazıp aratırsak sadece www.gazi.edu.tr adresinde arama yapılacaktır.
Filetype parametresi ise bizlere istediğimiz uzantıda dosya bulma konusunda yardımcı olacaktır. Mesela eğitim filetype:ppt yazdığımızda bizlere Powerpoint dosyaları yani ppt uzantılı, eğitim kelimesi ile ilgili dosyaları listeleyecektir

4.2 Popüler Arama Motorları
İnternet üzerinde binlerce arama motoru bulunmaktadır. En popüler yabancı arama motorları şunlardır;
Altavista, Lycos, Excite, InfoSeek, WebCrawler, Hotbot, Google, AOL, Yahoo, Live search


4.3 Arama Motorları Arasında Google’ın Yeri
Elbette birçoğumuz Google arama motorunu kullanıyoruz. Durum böyle olunca herkesin aklına neden Google sorusu geliyor. İşte “neden Google?” sorusunun cevabı...

Çünkü Google en uygun arama sonuçlarını ilk ve hızlı ulaştırır. Web üzerindeki inanılmaz miktarda bilgi, bu bilgiyi yararlı ve ulaşılabilir bir şekilde gösterebilen kusursuz bir arama servisi gerektirir. Güçlü bir arama aracı olmadan belirli bir web sitesini bulmak imkânsız derecesinde zordur.

Google web’e düzen getirir.
Google bilgi karmaşasına düzen getirmek için tasarlanmıştır. Bir arama servisi nasıl olmalıysa öyledir; düzenlenmiş, sınırlanmış bir dizin veya yüksek sıraları satılmış bir sonuç listesi değildir, Internet'i kendi yapısına göre organize eden düşünülmüş bir yöntemdir.
Google kullanıcılarının 1 milyondan fazla URL'yi aramasına imkân sağlar.
1 milyondan fazla URL'yi içeren Google’ın indeksi türünün ilk örneğidir ve internetteki en kullanışlı sitelerin en geniş koleksiyonunu sunar.

Google sadece sizin yazdığınız terimleri içeren sayfaları gösterir.
Diğer arama motorlarının aksine, Google sadece sizin aramak istediğiniz terimleri, metinlerinde veya linklerinde içeren sayfaları bulur. Arama terimlerinizle ilgili olmayan sonuçlarla hayal kırıklığı yaşamazsınız.

Google arama terimlerinizi sayfaların içinde işaretler.
Google'ın arama sonuçları, aradığınız tüm kelimeleri içermekle kalmaz, Google ayrıca aranan kelimelerin sayfaların içindeki yakınlığını da analiz eder. Diğer pek çok arama makinesinin aksine Google, sonuçları, aranan kelimelerin sayfa içindeki yakınlığına göre öncelik sırasına dizer. Aradığınız kelimelerin birbirine daha yakında bulunduğu sayfaları öne çıkarırız, böylece ilgisiz sonuçlar arasında dolaşarak vakit kaybetmezsiniz.

Google her sonuçla ilgili bir önizleme olanağı sunar.
Asla değişmeyen web sayfası özetleri yerine, Google arama sonuçlarında sizin aradığınıza uygun metinleri alıntılar. Bu özellik, ilgisiz bir web sayfasını yükleyerek zaman kaybetmenizi engeller.

Google web sayfalarını belleğinde tutar.
Google sizin için sayfanın sunucusuna geçici olarak ulaşılamadığında görüntülemek için birçok web sayfasını önbelleğinde saklar. Alacağınız bilgi daha az güncel olacağına rağmen, bu önbellekteki materyali izlemek çoğu zaman normal bağlantıyı izlemekten daha hızlı olacaktır.

Ayşe HORASAN
İÇERİK ANALİZ_4

2) Bilgisayar Eğitiminde Probleme dayalı öğrenmenin önemi ve amacı nedir?
PDÖ öğrenmeyi öğrenme becerisini kazandırmayı ve öğrenme kapasitesi artırmayı amaçlayan bir eğitim yaklaşımıdır. PDÖ, gerçek ya da gerçeğe yakın durumlar oluşturularak öğrencilerin düşünmelerini, problem çözme ve zihinsel becerilerini artırmalarını, bunlardan tecrübe kazanarak yetişkin rollerini öğrenmelerine, bağımsız birer öğrenen olmalarına yardım etmektir. Yani öğrenmenin hayat boyu olmasını sağlamaktadır.
Bilgisayar eğitiminde PDÖ’ nün önemi oldukça fazladır. Çünkü öğrenen kitle bilgisayar konusunda olumsuz tutum ve davranış içinde olabilir ya da bu ders kapsamında öğreneceği bilgileri günlük hayatta tam olarak nerelerde kullanacağını bilemeyebilir. Bu olumsuz durumun ortadan kaldırılması için BÖTE öğretmen adaylarına büyük sorumluluk düşmektedir. Bu sebeple bilgisayar dersi kapsamında işlenecek konular öğretmenler tarafından problemlere problemler senaryolara dönüştürülebilir. Böylece bilgisayar dersinde anlatılan konularla gerçek hayat arasında bir bağ kurulmuş olur. Burada unutulmaması gereken nokta bilgisayar dersinde anlatılacak konu ile problemin birbirine paralel ve örtüşüyor olması gerekmektedir.

2.1) Neden probleme dayalı öğretim?
Öğrenciler bu yaklaşımda kendi kendilerini yönlendirerek, gerçek dünya problemlerini çözümlemek için 5-7 kişiden oluşan gruplar halinde çalışırlar. Bu gruplarda öğrenciler ortak bir amaç doğrultusunda çalışmayı öğrenirler. Bu sayede iş biriliği içinde olmayı öğrenirler.
Bu eğitim yaklaşımı ile bilgisayar dersi verildiği taktirde:
• Öğrenen kitle bilgisayar dersinde öğrendiklerini günlük hayata daha kolay adapte edebilir.
• Bir sorunla karşılaştığı zaman daha gerçekçi ve daha hızlı çözüm üretebilirler.
• Bilgisayar dersinde öğrendiği bilgileri nerde, nasıl ve ne zaman kullanacağını bilir.


2.2) Klasik yöntemler ile arasındaki farklar
Geleneksel öğretimde ise öğrencilerin beceri ve yetenekleri dikkate alınmadan, bütün öğrencilerin aynı yeterliklere sahip olduğu varsayımıyla eğitim verilmektedir. Bu durum, öğrencilerin yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, problem çözme, araştırma yapma gibi becerilerinin gelişmesine engel olmaktadır.
Geleneksel olarak işlenen bilgisayar derslerinde öğrencilere teorik bilgiler arka arkaya verilir. Daha sonra ise uygulama boyutunda ödevler ya da derslerde alıştırmalar yapılır. Ama öğrenen kitlenin öğrenme biçimleri ya da bireysel farklılıkları göz ardı edilir. Bilgi çağında olduğumuz varsayıldığında; bilgisayarı amacı doğrultusunda kullanabilmenin önemini daha iyi kavramış oluruz. Bu nedenle BÖTE öğretmen adayları, göreve başladıklarında bu hususu unutmayıp bu eksende problemler uyarlamalıdır.
Bu yaklaşımda BÖTE öğretmen adayları sınıfta öğretmen rolünde olmayacaktır. Burada BÖTE öğretmen adayları sınıfta problem durumlarını tasarlayan takım kaptanları gibi davranırlar. Öğrenen kitlenin tıkandığı ya da zorlandığı kısımlarda onlara rehberlik yaparlar. Gerektiği durumlarda öğrencilere görev dağılımı yapar ve kaynaklara ulaşmalarında yardımcı olurlar. Yani BÖTE öğretmen adayları öğrenen kitleye problem çözmeyi öğretmeleri gerekmektedir.
BÖTE öğretmen adayları PDÖ’ yü takım çalışması, beyin fırtınası, tüme varım, tümden gelim, hayal gücü yöntem ve tekniklerini kullanarak daha verimli hale getirebilir.
2.3) Probleme dayalı öğretimin avantajları ve dezavantajları
• Problemin gerçek ya da gerçeğe yakın olması gerekir.
• Bilgisayar müfredatı veya anlatılacak konuyla ile problemin örtüşüyor olması gerekir.
• Bilgisayar dersi için seçilen problemin öğrenciler için ne zor ne de çok kolay olması gerekir.
• Seçilen problemin sınıfta ya da sınıf dışı öğrenme ortamlarında öğrencinin imkânları dâhilinde olmalıdır.

Konu: İçeriğin belirlenmesi
Konu içeriği
1-Giriş:
*Eğitimde “içeriğin belirlenmesi” nedir?
-İçerik dediğimiz zaman ilk aklımıza gelenler nelerdir?
-Gerçek anlamda içerik nedir?
İçerik, hedef davranışları kazandıracak biçimde ünite ve konuların
düzenlen¬mesi gibi ele alınabilir, içerik hedef davranışlar için bir
araçtır; çünkü önce hedef ve davranışlar belirlenir; sonra bu hedef ve
davranışların kazandırılmasına yardımcı olacak biçimde içerik düzenlenir.
Bir içerik; hedef davranışlarla tutarlı, çağdaş bilimsel, sanatsal
ve felsefî bilgiyle donanık, öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine uygun,
somuttan soyuta, basitten karmaşığa, kolaydan zora ve birbirinin önkoşulu,
bilinenden bilinmeyene, kendi içinde mantıki bir tutarlılığı olacak
şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca içeriğin "soyutlama, dü¬zey, şema, vardama,
materyal örgütleme, alıştırma (soru), görsel düzen, değişik öğrenme-öğretme
etkinlikleri ve içerik" ilkelerine uyması da gerekmektedir.
İçerik dediğimiz zaman ilk aklımıza gelen herhangi bir yazıyı oluşturan
yazıların bütünüdür. Bize ne kadar basit gibi gelsede eğitimin en önemli
noktalarından biridir. Sadece eğitimde de değil tüm hayatımızda içeriğin düzgün
yazılması daha dogrusu anlaşılır ve hedeflere uygun olması önemlidir. Bir düşünün
sokakta size bir broşür dağiltıyorlar mesela dersaneyi tanıtan bir broşür.
O broşürde dersanenin hedeflerini, başarılarını etkin bir şekilde hitap ettiği
kitleye uygun olması gerekmektedir. Eğer içeriği düzgün bir şekilde yazılmazsa
yapılan onca masraflar ve emekler boşa gider. Biz bu içeriğin belirlenmesini
eğitimde etkin bir şekilde yapmazsak okadar öğrencinin, öğretmenin boşuna çaba
harcamasına sebeb olmaktadır. Başarıda büyük bir düşüşün yaşanması hiçten bile değildir.
2-Gelişme:
*Eğitimde “içeriğin belirlenmesi” neden önemlidir?
*İçeriği belirlerken hedef kitle neden önemlidir?
* İçeriğin belirlenmesinde karşılaşılan güçlükler ve yapılması gerekenler nelerdir?
*İçerik belirlerken nelere dikkat etmemiz gereklidir?
*İçerik neye göre belirlenmelidir?
*İçeriği belirlerken nasıl bir yol izlenmelidir?
* Amaçla içerik arasında nasıl bir bağ vardır?
-Hedefe ulaşmakta içeriğin önemi nedir?
-Öğrencilerin yeni davranışları kazanmalarında yardımcı olacak et etkili içerik nasıl hazırlanır?
*Öğretim hedeflerine uymayan bir içerikle karşılaştığımızda neler yapmamız gereklidir?
-Hedef kitlenin ve eğitimcinin yanlış bir içerikte kayıpları nelerdir?
3-Sonuç:
*Tüm bunlar göze alındığında öğretim teknologu olarak nasıl bir içerik hazırlamamız ve içerik hazırlarken nelere dikkat etmemiz gerekir?

1-www ve web nedir?:

Dünya Çapında Web (World Wide Web, kısaca WWW veya web) örümcek ağları gibi birbiriyle bağlantılı sayfalardan, İnternet üzerinde çalışan ve "www" ile başlayan adreslerdeki sayfaların görüntülenmesini sağlayan servistir.
Web; Internet'in en çok kullanılan alanıdır.Örneğin: Elinizde yazı, resim, grafik, hatta müzik, video, animasyon gibi öğelerden oluşan bilgiler var. Bunları uygun bir şekilde bir araya getirip, başkalarıyla - hem de milyonlarca kişiyle - paylaşmak istiyorsunuz. Takdir edersiniz ki, bu malzemeleri dosyalayıp, çoğaltıp, adresini bilmediğiniz kişilere ulaştırmanız mümkün değil. Peki ya bunları tek bir yere koysak, isteyen gelip kendisi izlese nasıl olur? İşte Web'in mantığı budur.
İnternet ve web terimleri aynı olguyu tanımlamaz. Zira web sadece internet üzerinde çalışan bir servistir. Internet ise çok büyük bir elektronik ağ sistemidir.

2-Web in kısa tarihçesi:

Web, ilk olarak, Mart 1989 'da, "Yüksek Enerji Fiziği" konusunda dünyanın değişik kesimlerinde araştırmalar yapan kişiler arasında etkin ve kolay bir haberleşme platformu olarak Tim Berners-Lee tarafından CERN'de (European Particle Physics Laboratory) geliştirilmeye başlanmıştır. 1991 yılında da kullanılmaya başlanmıştır. 1992'de "line mode" çalışan bir web listeleyici (WWW Browser) dağıtılmaya başlanmıştır. Ocak 1993'te tüm dünyada 50 tane web sitesi servis vermekteydi. 1993, web için bir çok dönüm noktalarını içermektedir. 1994 yılı, standartların oturması ve web browserlerin birbiri peşisıra çıktıkları bir yıldır. Yine 1994 içinde, CERN ve MIT (Massachusets Institute of Technology) arasında varılan bir anlaşma ile ortak bir grup oluşturulmuştur : W3 Organization (http://www.w3.org). Bu grup, Web ile ilgili her türlü gelişimi yönlendirmek amacıyla oluşturulmuştur. 1995 içinde bu grup, W3 Consortium adını almıştır. Günümüzde Web, internet'in kalbi gibidir.

3-İnternet ve web kavramları ve aralarındaki farklar.


Zaman zaman “internet” ile “web” terimlerinin birbirine karıştırıldığını görüyorum. Bilinçsizce her iki terim de birbirinin yerine kullanılıyor.Internet bir teknolojik iletişim altyapısıdır. Web, yani World Wide Web, internet altyapısı üzerinde çalışan bir sistemdir.
Internet birbirine kablolarla bağlı bilgisayarların oluşturduğu ağların ağıdır. Web bu ağ üzerinde biribirine bağlanabilen sayfalar ağıdır. Web’de birim eleman bir HTML dosyasıdır, internet’de birim eleman bir bilgisayardır.

4-Web tarayıcıları

Web tarayıcısı, Internet tarayıcısı, ağ tarayıcısı, ağ tanımlayıcısı veya web göz atıcısı kullanıcıların ağ sunucuları üzerinde yer alan HTML sayfalarını açmasını sağlayan yazılımdır. Şu anda en çok kullanılan tarayıcılar sırasıyla: Internet Explorer,Mozilla Firefox, Opera, Apple Safari.

5-Web Ortamında Kullanılan Kavramlar:

Url: Web adreslerine verilen isimdir.Her web sayfası kendine ait bir url ye sahiptir.3 kısmdan oluşur.Protokol alan adı ve dosya konumu.

HTML: (Hyper Text Markup Language) internet üzerinde web sayfası oluşturmak için kullanılan bir dildir. HTML dosyalarının aktarımı için HTTP (Hyper Text Transfer Protocol) kullanılır.

Host: Bir web sitesinde yayınlanmak istenen sayfaların, resimlerin veya dokümanların internet kullanıcıları tarafından erişebileceği bir bilgisayarda tutulmasıdır.

Domain(Alan Adı): Bir web sitesinin İnternet'teki adı ve adresidir.İnternet sitesine ait ip ye ulaşmak için kullanılır.

Kullanılacak öğretim yöntemleri / stratejileri:
1. Anlatım Yöntemi / Sunuş yoluyla öğretim Stratejisi
2. Gösterip Yaptırma Yöntemi / Buluş Yoluyla Öğretim Stratejisi
İÇERİK BAŞLIKLARI
1. Temel Programlama Kavramları
1.1 Algoritma
1.2 Nesne kavramı
1.3 Program Kavramı
2. Programlama ve Aritmetik İşlemler
2.1 Programlama ve programcının gereği
2.2 Aritmetik İşlemler arasındaki ilişki
2.3 Programlamada Döngüler
2.4 Programlamada Koşul Cümlecikleri
3. Programlama Yöntemleri ve Örnekler
3.1 Akış Şeması
3.2 Algoritma Yazma
3.3 Algoritma Yazımındaki standartlar
4. Programlama Dilleri
4.1 Programlama Dilleri Türleri
4.2 Local programlama türleri (Visual Basic vb.)
4.3 Web programlama dilleri (PHP, ASP vb.)
4.4 Günümüzde Programlama Dillerinin Durumu
5. Nesne tabanlı programlama
5.1 Nesne tabanlı programlama tanımı
5.2 Nesne tabanlı programlamanın önemi
İÇERİK
1. Temel Programlama Kavramları
Programlama da bazı kavramlar vardır ki bunları çok sık kullanırız bundan dolayı bunların tanımlarını bilmemizde yarar olacaktır.
1.1 Algoritma
Bir problemin çözümüne ulaşmak için izlenecek ideal yol olarak tanımlanır. Algoritma belirli bir görevi yerine getiren sonlu sayıdaki işlemler dizisidir.Her algoritmada Girdi ve çıktılar bulunmaktadır. Girdiler bazen kullanıcı tarafından girilmeden algoritma içinde belirlenebilir veya algoritmanın bir girdisi olmayabilir. Çıktıya gelince her algoritmanın çıktısı vardır. Bu çıktılar bazen algoritma içinde kullanılır, bazen kullanıcıya direkt gösterilir.
1.2 Nesne Kavramı
Nesne: Bir program birden fazla algoritma içerebilir. İşte her bir algoritma bir nesnedir.

1.3 Program Kavramı,
Program: Bir araya gelmiş nesneler bütünüdür.
2. Programlama ve Aritmetik İşlemler
2.1 Programlama ve programcının gereği
2.2 Aritmetik İşlemler arasındaki ilişki
2.3 Programlamada Döngüler
2.4 Programlamada Koşul Cümlecikleri
3. Programlama Yöntemleri ve Örnekler
3.1 Akış Şeması
3.2 Algoritma Yazma
3.3 Algoritma Yazımındaki standartlar
4. Programlama Dilleri
4.1 Programlama Dilleri Türleri
4.2 Local programlama türleri (Visual Basic vb.)
4.3 Web programlama dilleri (PHP, ASP vb.)
4.4 Günümüzde Programlama Dillerinin Durumu
5. Nesne tabanlı programlama
5.1 Nesne tabanlı programlama tanımı
5.2 Nesne tabanlı programlamanın önemi

Forum Nedir?

Forum Elektronik ortamda yaratılmış bir tartışma platformu ve paylaşım sistemidir. Forum alanına girildikten sonra ilgili kategori seçilir ve bu kategori bağlı olarak;
* Yeni bir konu başlığı yaratılır. Yaratılan konu başlığına diğer kullanıcılar yorumlarını (cevaplarını) yazarak fikirlerini beyan ederler.
* Hali hazırda bulunan bir konu başlığı veya tartışma konusu üzerinde fikirlerinizi sunabilir. Yada o konu hakkındaki düşüncelerinizi sunabilirsiniz.
* Merak ettiginiz ve yardım beklediginiz sorularınızı foruma sorabilirsiniz.

Forum çeşitleri nelerdir?

vbulletin,SMF,MyBB,MKPortal,PhpNuke,Mambo,joomla,WordPress..
Önemli olanları açıklayalım
Vbulletin:Diğer forumlardan ayıran özelliği bütün forumu admin kontrol panelinden kontrol edebilmektir.
Bunun için vBulletin daha çok tercih edilir.vBulletin için birçok eklentiler ve hackler yazilmiştir.(ücretsiz)
SMF:Tasarımı basit, kullanışlı ve en çok içeriğe sahip ücretsiz forumlardır.(Simple machine forum,ücretsiz)
PHPBB:en iyi forum" phpbb dir. Ama orjinalinin üstüne eklenti gerekiyor. (ücretsiz)
MKPORTAL:Son zamanlarda gelişen bir portal+forum sistemi (ücretli)
WORDPRESS:Güzel bir sistemi var ama "forum" vs sistemi değildir. Daha çok bilgi paylaşımı yapmak amacıyla kullanılır. Haber tarzı.. (ücretsiz)

Forumların özellikleri ve kullanım alanları nelerdir?

-Nasıl yeni mesaj gönderebilirim?
Yeni mesaj göndermek için ilgili forum konusuna girdikten sonra "Yeni Mesaj Ekle" seçeneği ile mesajınızı gönderebilirsiniz.
-Okuduğum bir mesajı nasıl cevaplarım?
Daha önceden bırakılmış mesajlara cevap vermek için, mesajı üzerindeki "Cevap Yaz" linkine tıklayarak mesaja cevabınızı yazabilirsiniz.
-Nasıl arama yapabilirim?
Arama sayfasından, tüm forumlar içerisinde herhangi bir konu veya mesaj aranabilir. "Ara" butonunun solunda bulunan kutuya aramak istediğiniz kelimeleri yazdıktan sonra "Ara" butonuna tıklayarak aradığınız kelimeye uygun mesajlara ulaşabilirsiniz. Sadece bir forum içerisinde arama yapmak istiyorsanız önce "Detaylı arama" seçeneğine girip arama yapmak istediğiniz forumları işaretlemeli ve ondan sonra arama yapmalısınız.

Forumların avantajları ve dezavantajları nelerdir?Forumlarda oluşan bilgi kirliliği nasıl önlenir?

Forumlara yazılan bir mesaj otomatik olarak çoğaltılarak grubun tüm üyelerine dağıtılır.Mesajların belli başlık altında toplanması aranılan konuyu bulmada kolaylık sağlarken gerekli-gereksiz tüm mesajların kullanıcılara iletilmesi zamanla mail kutusunun aşırı yüklenmesine sebebiyet vermektedir.Forumlarda iyi niyetli olduğu kadar kötü niyetli kullanıcılarda barınabilmektedir.İşte bu kötü niyetli kullanıcıların siteden dışlanıp banlanmasını sağlayan altyapı sistemi oluşturulması forumun kalitesini artırıp bilgi kirliliğinin önlenmesini sağlayacak önemli bir adımdır.

Konu : YAZILIM
_________________________________________________________________________

A-TANIM

Yazlımın tanımı : Kullanıcının (Bilgisayar kullanan kişinin) isteği doğrultusunda, bilgisayar donanımlarının düzgün çalışmasını sağlayan, kullanıcının isteğine göre çeşitli işlemler yapabilen, çeşitli fiziksel donanımlar (bilgisayar, telefon, mp3 oynatıcı...) üzerine yüklenerek çalışan programlardır.
Yazlım türleri : Bilgisayar yazılımları (İşletim sistemi , virüs programları, grafik yazılımları, mültimedya yazılımları, ofis programları….), cep telefonu yazılımları (Java oyunlar, cep telefonu işletim sistemleri), askeri yazılımlar, tıp alanındaki yazılımlar. Vb.
Yazılımın kullanım yerleri : Kişisel bilgisayarlar da, askeri alanlarda, beyaz eşyalarda, tüm elektronik ürünlerde, tıp alanında, eğitim alanında, vb. yerlerde kullanılır…

B-TELİF HAKKI

Telif Hakkı : Telif hakkı üretilen yazılımın herkes tarafından kullanıma açık olup olmayacağını gösterir. Eğer ki herkes tarafından kullanıma açıksa nasıl kullanılacağını ücretli olup olmayacağını belirtir.
Telif hakkı saklı olan yazılımlar nasıl kullanılır : bu tür yazılımlar genelde ücretlidir. Bunları çeşitli şekilde satın alarak kullanabiliriz.
Her yazılımın telif hakkı saklımıdır : Her yazılımı telif hakkı saklı değildir. Çoğu firma yazılımlarının telif hakkını saklı tutarken bazıları ücretsiz olarak sunarlar.
Telif hakkı saklı olan bir yazılımı yasadışı yollardan kullanmanın ne gibi zararları olabilir : Bu şekilde bir işlemin gerçekleşmesi yasal olmadığından bilişim suçu sayılır ve cezası vardır.

C-SÜRÜM

Yazılımın sürümleri nedir : Gün geçtikçe üretici firma veya şahıs ürettiği yazılımın daha iyi hizmet vermesi için üzerinde çalışmalar yapar ve bir üst sürümünü yayımlar. Bu şekilde yazılımların değiştirilerek yayımlanması yazılımın sürümlerinin oluşmasını sağlar.
Yazılımda ne zaman sürüm yükseltmeye gidilmeli : Ülkemizde genelde hangi azılımın üst sürümü çıksa o son sürümü alma zorun da hissediyoruz. Bu durumda aşırı maliyet söz konusu oluyor. Örneğin Office 2003 kullanan bir kişi sadece Word de yazı yazıyor, Excel de basit işlemler yapıyorsa bu kişinin Office 2007 almasına gerek yoktur. Ta ki 2003 sürümü işini görmez olana kadar.

D-YAZILIM TEMİN EDİLME YOLLARI


İstenilen yazılım nerelerden temin edilebilir : Bütün yazılımları internet üzerinden satın alabiliriz. Ayrıca çeşitli mağazalardan da istediğimiz yazılımlara ulaşabiliriz.
Eğer yazılım internet üzerinden temin ediliyorsa nelere dikkat edilmeli : Öncelikle yasal yollardan lamalıyız Eğer ki ücretli bir yazılım alıyorsak yazılımın kendi web sitesinden ulaşabiliriz eğer ücretsiz bir yazılım ve web sitesi yoksa indireceğimiz siteye dikkat etmek gerekir. Çünkü virüslü bir yazılım bilgisayarımıza zarar verebilir. (Örneğin Gezginler.net, İndir.com gibi siteler güvenilebilir.)
Yazılım satın alırken nelere dikkat edilmeli : Öncelikle hangi sürümünü alacağımızı belirlemeliyiz. Kendimize en uygun sürümü almalıyız. En son sürümü kesinlikle en uygun sürüm değildir. En son sürümü bizim sistemimiz kaldırmayabilir. Ücreti fazladır maddi olarak sıkıntıya gireriz. Bu nedenle en uygun sürümü belirleyip ona göre bir sürümü almalıyız. Yine nereden aldığımıza dikkat etmeliyiz asla korsan yazılım kullanmamalıyız.

İŞLETİM SİSTEMLERİ
1-)İşletim sistemi nedir?
Bilgisayarların çalışabilmesi için gereken temel yazılım. Bilgisayarlar çeşitli donanım ürünlerinin belli bir tasarıma göre bir araya getirilmesiyle oluşturulur. Ancak kendilerinden beklenen işleri gerçekleştirmeleri için bu sadece donanımdan oluşan altyapı yeterli değildir. Bir kelime işlem yazılımı ile belge oluşturabilmek için önce bilgisayarın açılması, donanım ürünlerinin birbirlerini tanıması ve birlikte çalışacakları şartların sağlanması gerekecektir. Kullanıcı klavyede bir tuşa bastığında, bir harfin ekranda görüntülenmesi, yazılanların saklanmak istendiğinde belgenin disk üzerine yazılması, belgeye bir dosya adı verilebilmesi yapılabilecek işler arasındadır. Kullanılan yazılım ne tür olursa olsun bazı temel işlemler hep aynıdır; dosyaların diske yazılması, diskten alınıp ekrana görüntülenmesi, bir dosyanın basılmak üzere yazıcıya gönderilmesi... Bu durumda tüm yazılımların üzerinde çalışacağı zemini oluşturmak ve temel işlemleri gerçekleştirmek üzere kullanılan yazılım ile karşılaşılır. Bu, işletim sistemidir.

İşletim sistemi ne işe yarar?
İşletim sistemi, bilgisayar donanımının doğrudan denetimi ve yönetiminden, temel sistem işlemlerinden ve uygulama programlarını çalıştırmaktan sorumlu olan sistem yazılımıdır.
İşletim sistemi, bütün diğer yazılımların belleğe, girdi/çıktı aygıtlarına ve kütük sistemine erişimini sağlar. Birden çok program aynı anda çalışıyorsa, işletim sistemi her programa yeterli sistem kaynağını ayırmaktan ve birbirleri ile çakışmamalarını sağlamaktan da sorumludur.
İşletim sistemleri bu gibi işlere yarar.

İşletim sistemi hangi alanlarda kullanılır?
İşletim sistemleri günümüzde aklımıza gelebilecek tüm yerlerde kullanılmaktadır. Bunlara örnek vermek gerekirse okullarda, üniversitelerde, evlerde, ofislerde, nükler santrallerde, devlet kurumlarında, bilimsel araştırma yapan kurumlarda aklınıza gelebilcegi hertürlü bilgisayarın kullanıldığı yerlerde işletim sistemleride kullanılmaktadır.

İşletim sistemin gelişim aşamaları nelerdir?
İlk gerçek “Sayısal Bilgisayar” İngiliz matematikçilerinden Charles Babbage (1792-1871) tarafından tasarlanmıştır. Ancak onun yaşadığı yıllarda teknoloji yetersizliklerinden, tasarladığı makinelerde işletim sistemleri mevcut değildi.
a) Birinci Nesil İşletim Sistemleri (1945-1955)
Babbage’ ın başarısızlıkla sonuçlanan çalışmalarından sonra, II. Dünya savaşına kadar olan dönemde yok denecek kadar az bir gelişme olmuştur. 1940’ lı yıllarda ise, Harvard Üniversitesinde Howard Aiken; Princeton Üniversitesinde, John Von Neumann ve Amerika ile Almanya’ daki bazı diğer araştırmacıların çalışmaları sonucunda vakum tüpleri kullanılarak sayısal bazı makinelerin geliştirilmesi mümkün olabilmiştir. Ancak bu geliştirilen makineler son derece büyük ve odalar dolusu on binlerce vakum tüplerinden yapılmış ve bugün evlerde kullanılan bilgisayarlardan yüzlerce kez daha yavaş çalışmaktaydılar.
Bu dönemde makinenin hem tasarımını yapan, hem imalatını yapan, hem programlayan, hem işleten ve hem de bakımını yapan hep aynı küçük bir gruptu. Bütün programlama, kontrol panelindeki ilgili yerlere, ilgili kabloları takarak makine dili ile yapılırdı. İşletim sisteminin ise adı bile anılmamaktaydı. Sonraları 1950’ li yılların başında kartlı makinelerin gelişmesi ile programların kartlara yazılıp buradan okutulması sağlanmakla beraber, diğer olaylar tümüyle aynıydı.
b) İkinci Nesil İşletim Sistemleri (1955-1965)
1950’ li yıların ortasında transistörlerin geliştirilmesi ile büyük bir devrim oldu. Bu dönemde bilgisayarlar müşterilerin işlerini yapabilecekleri düzeye geldiği için üretici firmalar tarafından satılmaya başladılar. Bu yıllarda, bilgisayar tasarımcıları, üreticileri, operatörler, programcılar ve bakım personeli kesin olarak birbirinden ayrıldılar.
Bu makineler yine de çok büyük ve çok pahalı olduklarından, çok büyük kapasiteli klima cihazları ile soğutma gerektirdiğinden ve çok büyük devlet daireleri ya da çok büyük özel sektör kuruluşları tarafından satın alınabildiler. Bu nesil bilgisayarlarda, kullanıcı her bir satırını bir karta yazdığı programını getirip eliyle sistem operatörüne verirdi.
Operatör kartları kart okuyucu cihazında okutur ve okunmuş seklini teyp bantına aktarırdı. Sonra sisteme derleyici bantını yükler ve arkasından da kullanıcının programının bulunduğu bantı yükleyerek derleme işlemini yapardı. Bu derleme işlemi tamamlandıktan sonra programın çalıştırılabilir halini 3. banta çıkar ve bunu tekrar sisteme götürüp çalıştırarak programın sonucunu yazıcıdan yazdırırdı.
Bu dönemde bundan sonra sağlanan en büyük aşama, derleyicinin bir defa yüklenmesinden sonra, çok sayıda farklı programcının programlarının 1 bant üzerine arka arkaya yüklenip çalıştırılması olanağı ile Yığın İşlem (Batch Processing) kavramının getirilmesi ve uygulamaya koyulmasıdır. Bundan önce bilindiği gibi her programcının programı için derleyici bantınıda bir defa yükleme zorunluluğu vardı. Bu nesil bilgisayarlar bilimsel ve mühendislik işleri için ve Fortran dili ile kullanılırdı. İşletim sistemi ise IBM’ in geliştirdiği ve 7094 makinelerin de kullanılan IBSYS’ di.
c) Üçüncü Nesil İşletim Sistemleri (1965-1980)
1960’ lı yılların başına kadar üretici firmalar iki farklı üretim çizgisinde gittiler. Bir taraftan mühendislik ve bilimsel işlerde kullanılan bilgisayarlar, diğer taraftan da bankacılık ve sigortacılık şirketleri gibi ticari kuruluşlar tarafından kullanılan bilgisayarlar üretildi.
Ancak bu durum çeşitli sorunlar yarattığından IBM firması bu iki farklı yaklaşımı tek bir yapı üzerinde birleştirmek ve sorunları gidermek amacı ile 360 mimarisini duyurdu.
Bu nesil bilgisayarların mimari yapısındaki en önemli yenilik transistörlerin yerine entegre devlerin kullanılmış olması idi. Böylece makinelerin boyutları küçülürken, çıkardıkları sıcaklıkta binlerce kat azalmıştı. Bununla beraber kullanım açısından bu mimari yapının getirdiği en önemli yenilik ise “mutiprogramming” tekniği idi.
Eski nesil bilgisayarlarda, kart ya da bant okuma süresi boyunca CPU tamamen boş olarak beklemekte iken, bu nesilde belleğin parçalara ayrılıp, her parçada başka bir programın çalıştırılması sayesinde, örneğin bir program teypten okuma yaparken CPU atıl (boş) olarak durmamakta ve diğer programın gereksindiği hesaplama işini yapmakta idi.
Üçüncü nesil bilgisayarların getirdiği bir diğer önemli özellikle, aynı anda gelen çok sayıda program destelerinin, kendinden önce gelenin çalışıp bitmesini beklemeden arka arkaya okutulup disk üzerinden sıra ile çalışmayı beklemelerinin sağlanması idi. Bu olanağa “SPOOLİNG” (Simultaneous Peripheral Operation On Line) adı verilmiştir. Spooling tekniği, yazıcı gibi paylaşımlı kullanıma uygun olmayan ünitelerin kullanıcılar tarafından hiç beklemeksizin kullanabilmelerine olanak sağlamıştır.
Örneğin var sayalım ki, aynı bir yazıcıda yazılmak üzere aynı anda 3 farklı kullanıcı programı tarafından 3 tane çıktı gönderilse ne olur? Eğer işletim sistemi ve onun kaynakları yöneten fonksiyonları olmasaydı, kağıt üzerinde ilk 5 satır mesela 1. kullanıcının, sonraki bazı satırlar 2. kullanıcının ve diğer bazı satırlar da 3. kullanıcının olurdu ki bu tam bir kaos yaratırdı. İşte işletim sistemi örneğin sahip olduğu Spooling mekanizması sayesinde bu kullanıcılar tarafından gönderilen işleri disk üzerinde sıra ile biriktirir ve yazıcı ünitesinden de sıra ile birbirine karışmadan yazdırır.
Özet olarak Spooling;
Paylaşımlı kullanıma uygun olmayan çevre ünitelerinin, kullanıcılar arasında birbirlerini beklemelerine gerek olmaksızın paylaşıyorlarmış gibi kullanmalarını sağlar.
Hız bakımından birbirinden çok farklı üniteleri arasındaki bilgi transferinin etkin bir şekilde yapılabilmelerini sağlar.
Yine üçüncü nesil bilgisayarlarla gelen diğer bir özellik zaman paylaşımıdır (Time-Sharing). Bu yazılım teknolojisi ile de, aynı anda çok sayıda kullanıcının terminalleri başındayken çalıştırdıkları işlere yada terminal vasıtası ile olmasa da sistem üzerinde yığın işlem “Batch Processing” olarak çalıştırılan işlere CPU’ nun sıra ile ve kısa sürelerle tahsis edilmesi sağlanabilmiştir. Bu sayede hem sistemde çalıştırılan işlerin hepsi CPU’ yu kısa aralıklarla kullanabilmiş olmakta, hem de sistemde çalışan örneğin ekran başında oturan kullanıcılar CPU’ nun yalnızca kendilerine servis verdikleri hisisne sahip olurlar.
d) Dördüncü Nesil İşletim Sistemleri (1980-....)
LSI (Large Scale Integration circuits) entegre devrelerinin gelişmesi ile ve binlerce transistörü ihtiva eden chiplerin 1 cm2 üzerine yerleştirilmesi ile kişisel bilgisayar (PC – Personal Computer) devri doğmuş oldu.
O dönemdeki kişisel bilgisayarlar mimari bakımından mini bilgisayarlardan farklı olmamakla beraber, fiyatı bakımından çok daha ucuzdular. PC’ lerin gelişmesi ve bunlar üzerinde çalışabilecek yazılımların, hiç bilgisayar bilgisi olmayan kişiler tarafından da kullanılabilir olması bu nesil bakımından evrim olmuştur. Bu nesilde iki tane işletim sistemi sektöre hakim olmuştur. Bunlardan bir tanesi Ms-Dos, diğeri de Unix’ dir.
1980’ li yılların ortalarında ilginç bir teknolojik yapılanmada başlamıştır. PC’ lerin Ağ İşletim Sistemleri (Network Operating System) ve Dağıtık İşletim Sistemleri (Distributed Operating System) ile kullanılmaya başlamasıdır.
Bir ağ işletim sisteminde, kullanıcılar ortamda çok sayıda bilgisayarın mevcut bulunduğunun farkında olurlar ve aynı zamanda uzaktaki başka bilgisayarlara Uzaktan Bağlanma (Remote Login) olabildikleri gibi dosyalarını bir bilgisayardan diğerine kopya edebilirler. Ağ işletim sistemindeki, en önemli özelliklerinde biri de, her makinanın kendi yerel işletim sistemi tarafından işletilmesi ve her makinenin kendi kullanıcılarına sahip olmasıdır.
Dağıtık işletim sistemlerin de, bunun tersine, gerçekte ortamda çok sayıda CPU, olduğu halde, ortamın kullanıcıya sadece geleneksel tek işlemcili gibi görünmesidir. Bir gerçek dağıtık sistemde, kullanıcılar programlarının nerede çalıştırıldığının ve dosyalarının nerede yerleşmiş olduğunun farkında olmazlar. Bu işlemlerin hepsi otomatik olarak ve etkin olarak işletim sistemi tarafından gerçekleştirilir.


Günümüzde en yaygın olarak kullanılan işletim sistemleri hangileridir?
Günümüzde yaygın olarak en çok kullanılan işletim sistemlerine örnek vermek gerekirse linux un ücretsiz dağıtımlı türevleri (red had, fedora, ubuntu), windows tabanlı windows xp, vista ve apple’in mac os işletim sistemleri kullanılmaktadır. Bunun yanında internet tabanında kullanılan unix işletim sistemini söyleyebiliriz.

PORTFOLYO

1.Portfolyo Nedir?
Öğrencinin bir veya birkaç alanda gösterdiği gelişmeyi sergileyen çalışmaların amaçlı olarak biriktirilmesidir.

2.Portfolyonun Amacı
- Öğrencinin gelişimini izleyebilmek
- Öğrencinin kendi gelişimini izlemesine fırsat vermek
- Öğrencinin zaman içerisindeki öğrenimlerini belgelemek
- Öğrencinin gerçekte ne öğrendiğini ortaya koymak
- Öğrencinin öz değerlendirme yapabilmesine fırsat vermek
- Velilerle iletişimi, onlardan “katılım ve geri bildirim almak yoluyla kolaylaştırmak
- Bir sonraki yıllara öğrenci ile ilgili bilginin aktarılmasını sağlamak

3.Portfolyoda Neler Bulunur?
Bir portfolyoda öğrencinin yapmış olduğu çalışmanın değişik evrelerini içeren bir veya daha çok çalışma parçacıkları bulunabilir. Örneğin bir öğrencinin portfolyosunda raporları, akıl haritaları,çalışma kağıtları,test sonuçları mektupları,hikayeler,roman parçacıkları,şiir ve bir araştırmanın taslak,müsvette kağıtları ve bitmiş hali bulunabilir.

4.Portfolyo Çalışmasında Öğretmen
Öğretmenin eğitim – öğretim süreci içerisinde her bir öğrencinin, gelişimleri ile ilgili müsvette,karalama,düzeltme ve sonuca giden performansını içeren geniş bir kaydının elinde olmasını sağlar.

5.Portfoy Çalışmasında Öğrenci
Bir sınav kağıdı üzerindeki öğrenci başarısını değerlendirmek yerine bir öğretim süreci içerisinde öğrencinin gelişimini takip etmeyi mümkün kılar.
Bir öğrenme süreci içerisinde öğrencinin harcadığı zamanı,çalışmalarını,performansını, müsveddelerini,eksikliklerini ve düzeltmelerini ayrıntılı bir şekilde gösterir.

6.Portfoy Çalışmasında Veli
Veli portfolyonun önemini çok iyi kavramalıdır. Portfolyo hiçbir zaman “hangi öğrenci daha çok biliyor” sorusuna yanıt arayan standart ölçme - değerlendirmenin yerini almaz. Portfolyoda bu öğrenci ne biliyorun yanıtı aranır.

7.Çalışma Portfolyosu
Öğrenci tarafından gerçekleştirilen tüm etkinlikler bu çalışma portfolyosunun içerisinde sınıfta tutulur. Buna branş dersleri de dahil olmak üzere öğretim programının tüm alanlarında yapılan çalışmalar dahildir.
Tüm çalışmalar, hatta ele alınan kavramın öğrenci tarafından tam olarak anlaşılmadığını gösteren çalışmalar bile portfolyoya dahil edilir.Çalışma portfolyosu öğrenciye ve öğretmene güçlü ve zayıf noktalarla kanıtlar sunduğu için öğrencinin gereksinimlerini teşhis etmede kullanılır.

8.Sunum Portfolyosu
Her öğrenci yıl boyunca kendisinin, öğretmeninin ve velisinin katkılarıyla oluşan bir sunum portfolyosuna sahiptir. Sunum portfolyosu, öğrenci profili yönünde gerçekleşen bir gelişimi ortaya koyar. Sunum portfolyosuna konulacak ürünler tüm ders alanlarını göz önüne serecek şeklide seçilir.
Çalışma portfolyosu okula iade edildikten sonra öğretmenler ve öğrenciler, çalışmaları tekrar gözden geçirip sunum portfolyosunda tutulacak çalışmaları seçerler.

1) Proje nedir?
Öğrencileri araştırmaya yöneltmek, Çevrelerinde meydana gelen problemlere karşı duyarlılıklarını artırmak, araştırma bilinci ve ilgisi kazandırmak, teşvik etmek ve bu konularda kabiliyetli olan öğrencileri saptamak amacıyla yapılan bilimsel çalışmalardır.
Burada öğretmen öğrenciye bilgi ve problem çözme becerisi transfer etmek yerine öğrenme ortamını düzenleyici olmak ve öğrencilerin bilimi içselleştirmelerini sağlamaktır.

2) Proje değerlendirmesi nedir?
Öğrencilerin yaptıkları projelerinin, hazırlanma süreci, içerik hazırlama ve sunu yapma açısından gerekli kriterlerin, projenin konusuna göre farklı ölçekler kullanılarak değerlendirilmesidir.
Değerlendirme kriterleri, öğrenciye projeye başlamadan verilmelidir. Öğrenci bu kriterlere göre projesini hazırlar ve öğretmenden önce kendini değerlendirme şansı bulur.

3) Projelerin değerlendirilme aşamaları nelerdir?
a- Projenin hazırlanma sürecinde öğrencinin davranışları nasıldır?
i- Projenin amacını iyi belirleme
ii- Projenin amacını iyi belirleme
iii- İhtiyaçları belirleme
iv- Farklı kaynaklardan bilgi toplama
v- Projeyi plana göre gerçekleştirme

b- Projenin içeriğinin hazırlanması nasıldır?
i- Türkçe' yi doğru ve düzgün yazma
ii- Toplanan bilgilerin analiz edilmesi
iii- Elde edilen bilgilerden çıkarımda bulunma
iv- Kritik düşünme becerisi gösterme
v- Yaratıcılık yeteneğini kullanma

c- Projenin sunumu nasıl yapılmıştır?
i- Sorulara cevap verebilme
ii- Konuyu dinleyicilerin ilgisini çekecek şekilde sunma
iii- Sunuyu hedefe yönelik materyalle destekleme
iv- Sunuda akıcı bir dil ve beden dilini kullanma
v- Verilen sürede sunuyu yapma
vi- Sunu sırasındaki öz güvene sahip olma

4) Projelerin değerlendirme ölçekleri (Rubrik) nelerdir?

Proje değerlendirmesi bir süreç değerlendirmesi olacağından alternatif ölçme-değerlendirme araçları (rubrik gibi) ile yapılmalıdır.
Öğrenciler dereceleme ölçeği kullanarak düzenli bir biçimde kendi çalışmalarını değerlendirmeye başladıklarında ürettikleri ürünlerin sorumluluğunu daha yoğun olarak duyarlar.
Dereceleme ölçekleri öğretmenlerin puanlama için harcadıkları zamanın azalmasına katkıda bulunurlar. Öğretmenlerin öğrencilere aldıkları puanın altında yatan faktörleri açıklamaları, neleri geliştirmeleri gerektiği hakkında geribildirimde bulunmalarını kolaylaştırır.
Rubrik: Bir ürünün, bir performansın, bir sonucun geliştirilmesi veya değerlendirilmesi için ortaya konan kalite kriterleri veya standartlardır.
Bir öğrenenin performansını, sayısal tek bir sonuca dayalı değil bir ölçeğe göre değerlendirme sürecinde kullanılan otantik değerlendirme aracıdır.
Çalışma öncesinde rubrik öğrencilere dağıtılır ve öğrencilerin neye göre değerlendirileceklerini bilerek hazırlıklarını yapmaları sağlanır.
Herhangi bir seviyede geliştirilen bir rubrik kolayca başka bir seviyeye ve derse adapte edilebilir.

5) Rubrik nasıl hazırlanır?

a) Hangi kavramların öğretileceğini belirleyin. Başlıca öğrenme amaçlarınızın (kazanım) neler olduğunu yazın.
b) Değerlendirme kriterlerinizi seçin. Hangi performans seviyesinde ne göreceğinizi isimlendirin.
c) Tablo oluşturun. Kavramları ve kriterleri içine yerleştirin.
d) Hazırladığınız rubriği öğrencilerle paylaşın.
e) Öğrenme sonunda oluşan ürünü değerlendirin. Bireysel öğrenci ürünlerini rubrikte yazılı kriterlerle karşılaştırarak öğrencinin istenilene ulaşıp ulaşmadığını belirleyin.

.....Ses, Video ve Görüntü Yakalama Yazılımları
.....
.....1- Ses, video ve görüntü yakalama yazılımları hakkında genel bilgi ve kavramların verilmesi
Hedef kitlenin ses, video ve görüntü yakalamayı istenen doğrultuda kullanması için önce hakkında yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Önce soru cevap yöntemiyle öğrencilerin bilgi düzeyleri hakkında fikir edinilir, daha sonra bilgi düzeylerine göre düz anlatım yöntemitle ses, video ve görüntü yakalama teknolojileri hakkında genel kavramlar verilir(ses, video ve görüntü yakalama formatları ve aralarındaki farklar, bu teknolojilerin kullanıldığı mevcut, populer yazılımların tanıtımı, bu teknolojilerin kullanım alanlrı ve yaygınlığı). Burada düz anlatım yöntemi sunu yöntemiyle desteklenerek sunulardan faydalanılır.
.....
.....2- Ses, video ve görüntü yakalama yazılımlarının kullanımının öğretilmesi
Bir önceki bölümde tanıtılan ve hedeflerimiz doğrultusunda kullanacağımız yazılımların, kullanımı ve kullanım alanları öğretilir. Burada yazılımların kullanımı öğretilirken gösterip yaptırma yöntemi uygulanır. Öğrenci önce izler, sonra kendisinin yapması için süre tanınır.
.....
.....3- Ses, video ve görüntü yakalama treknolojilerinin istenilen amaçlar doğrultusunda kullanımının öğretilmesi
Ses, video ve görüntü yakalama treknolojilerini bilgisayar öğretiminde, öğretim nesnesi geliştirmede, eğitim yazılımlarında, çoklu ortamda ve web tabanlı eğitimde nasıl, ne şekilde kullanabilirizin öğretilmesi(örneğin; bilgisayarda bir yazılımın kullanımını öğreteceğim, bu doğrultuda bu teknolojilerden nasıl faydalanabirim ki daha etkili bir öğretim olsun. Çünkü ses, video, görüntü içeren bir materyal farklı duyulara hitap ettiği için daha dikkat çekici olur). Bu doğrultuda yine gösterip yaptırma yöntemini kullanırız.
.....
Ayrıca her dersin sonunda performans ödevleri verilerek işlenilen konuların pekiştirmesi sağlanır.
.....
.....4- Hedefler doğrultusunda ürün ortaya koyma
Öğrencilerin, bilgisayar öğretiminde, web tabanlı eğitimde ve eğitim yazılımlarında kullanılabilecek öğretim nesneleri oluşturma ve geliştirmeleri sağlanır. Bu bağlamda öğrencilere projeler verilir. Projeler kişisel ve grup halinde olmak üzere farklı iki şekilde verilir. Kişisel projeleri öğrencilerin kendilerine olan güvenlerinin artmasına ve onları araştırmaya sevk ederek daha çok şey öğrenmelerine yardımcı olur. Grup çalışmaları grup arkadaşlarından farklı fikirler edinerek yeni fikirler türetmelerine ve yaratıcılıklarını geliştirmeye, takım çalışmasını kazanmalarına yardımcı olur.
...Daha sonra yaptıkları projeler değerlendirmeye tabi tutularak, eksiklerini görmeleri ve eksiklerini gidermeleri sağlanır. Bütün projelerin sınıf ortamında sunumu ve paylaşımı sağlanarak öğrencilerin arkadaşlarının fikirlerinden yararlanmaları ve yeni fikirler edinmeleri sağlanır.
.....
.....5- Dikkat edilmesi gereken hususlara değinme
Hazırlanan ve geliştirilen nesnelerin, projelerin hedefler doğrultusunda olmasına dikkat edilmeli. Bu da oluşturulan nesnelerin amacını öğrencilere iyi aktarmamıza bağlıdır.

E-POSTA(İÇERİĞİN YAZILMASI)

1.E-posta nedir?
E-posta, üyelik tabanlı bilgi servislerinde de yaygın olarak kullanılan bir servistir.E-posta, başlangıçta sadece düz yazı mesajlar göndermek amacıyla geliştirilmişken, 1995'li yıllardan sonra geliştirilen tekniklerle, e-posta içinde kompozit yapıların (resim, ses, video, html dökümanları, çalışabilir program vb) kullanımı mümkün hale gelmiştir. Ancak, henüz tüm e-posta programları bu tip formatları desteklememektedir.

E-posta'nın kullanım yerlerinden biri de, "e-posta tabanlı bilgi alma" servisleridir. "on-line" tarama yapmak yerine, bir e-posta mesajı içinde gerekli komutları vererek tarama yapmak ve sonuçları yine e-posta ile istemek bazı durumlarda çok kullanışlıdır.

2.E-posta adresi nedir?
Birisine bir mektup gönderdiğinize göre bu mektubun gideceği bir geçerli adres olmalı. Elektronik ortamda bu adres, "e-mail (e-posta) adresi" olarak adlandırılır. E-posta adresi, çoğunlukla, kişinin kullanıcı numarası ve kullandığı sistemin internet/bitnet vb adresinden oluşur. songulacar04@yahoo.com örnek e-mail adresidir.

2.1.E-posta adresi nasıl alınır?

2.2.E-posta içinde Türkçe karakter kullanımı nasıl olmalıdır?
Türkçe'de, her dilde olmayan bazı özel karakterler var (noktalı C, noktalı O vb harfleri gibi). Türkçe karakterleri mail yazışmalarınızda kullanırken bunu okuyacak kişilerin klavyelerinin ve sistemlerinin bu karakterleri anlamayabileceğini göz önüne almalısınız. Hatta bu özel karakterler karşı sistemde kontrol karakteri olarak algılanabilmekte ve bu da zaman zaman kotu sonuçlar doğurabilmektedir. Bu yüzden e-posta yazışmalarında standart ingilizce klavyedeki harflerin kullanılması hala çoğu durumda bir zorunluluktur.

Türkçe karakterlerle dolu mail, bilgisayar sistemi "Türkçe" desteklemeyen birisinin çivi yazısı gibi olacak ve okunamayacaktır. Bu yüzden, özellikle listelere, tartışma öbeklerine ve yurt dışındaki adreslere gönderilen maillerde Türkçe karakterler kullanmaktan kaçınmalısınız. Bunun Türkçe'yi sevmekle/sevmemekle bir ilgisi yok. Bir unicode sistemi tam standartlaşıp oturmadan ve sistemlerde yaygınca desteklenmeden bunu yapmak yarardan cok zarar verebiliyor. Ancak, maili gönderdiğiniz kişinin e-posta programının ve bilgisayar sisteminin gönderdiğiniz iletideki türkçe karakterleri görüntüleyebileceğinden %100 eminseniz, kullanmanızda bir sakınca yok.

3.E-posta programlarinda görülen,
From: e-posta'yı gönderen kişinin e-posta adresi yeralır.
To: e-posta'yı göndereceğimiz kişilerin e-posta adresleri yer alır. Gönderilecek kişi sayısı birden fazlaysa adresler aralara virgül konarak (bazı sistemlerde bir boşluk bırakılarak) yazılır.
Subject: e-posta içeriğine uygun çok kısa bir konu yazılır.
Cc: alanına, e-postanın kopyasını başka bir kişiye ya da kişilere (genellikle, e-posta içeriği ile 2. dereceden ilgili kişiler olabilir) göndereceksek, onların adresleri yazılır. (Cc : Carbon Copy)
Bcc: Cc ile aynı. Yalnız, maili alan kişiler To: ve Cc: alanlarındaki bilgileri görebilmelerine karşın, Bcc: alanındaki bilgileri göremezler (Bcc: Blind Carbon Copy).


4.Attachment (Eklenmiş Dosya) Nedir?
Normal e-postalarla birlikte, eğer istenirse, bir dosya da bu postanın sonuna eklenerek gönderilebilir. Bu, genellikle, "eklenecek" dosyanın adının e-postanın baş kısmında "Attahment:" şeklindeki bir alana yazılmasıyla olur. Eklenen dosya düz yazı yanında resim, ses, program vb içeren "binary" dosyalar da olabilir. Maili alan kişi, eğer kullandığı e-posta programı destekliyorsa, gönderilen dosyayı yerel diskine saklayabilir. Eklenmiş dosya kullanımı, mail programlarının bir özelliğidir. Standart bir şekilde hemen hemen tüm e-posta programları bu kullanımı desteklemektedir.

5.E-posta adresini bildiğimiz birine nasıl e-posta yollayabiriz?
Bunun için öncelikle bir mail gönderme programına ihtiyacınız var. Sözgelimi, e-posta adresi songulacar@gazi.edu.tr olan bir kişiye e-posta göndermek istiyorsunuz. Kullandığınız işletim sistemine bağlı olarak aşağıdakine benzer komutlar vererek mail ortamına geçebilirsiniz, ordan gerekli boşlukları doldurup mesajı yazdıktan sonra gönderebilirsiniz.


6.Nickname, signature(imza) nedir, nasıl kullanılır?
Nickname, uzun ve karmaşık e-posta adresleri yerine sizin belirlediğiniz akılda kalan bir takım takma adlar tanımlamanıza verilen genel addır. Örnek olarak, gokcol@sariyer.cc.itu.edu.tr adresine karşılık olarak 'songül' diye bir nickname tanımlarsanız bundan böyle kullanıcı ismi yerine sadece "songül" yazabilirsiniz. Nickname tanımlama prosedürü kullanılan mail programının bir parçasıdır ve sistemden sisteme ufak değişiklikler gösterebilir. Ayrıca mail programına göre de değişir.

Signature (imza), gönderdiğimiz her e-postanın sonuna otomatik olarak konulan, içeriği önceden hazırlanmış dosyalardır. Imza dosyaları, kullanılan e-posta programının bir parçasıdır. Kullandığınız e-posta programının seçenekleri arasında (eğer destekliyorsa) imza hazırlama/otomatik olarak e-posta sonuna ekleme servisleri vardır. İmza dosyalarında, genellikle, kişinin adı-soyadı, e-mail adresi, (varsa) web adresi, posta adresi, telefon/faks numaraları bulunur. İmza dosyalarında, birtakım "veciz" sözlere de rastlanmaktadır. Bunlar da, kişinin ilgisine göre, bir şarkının nakaratı, bir ata sözü vb olabilir. Bir e-posta ahlak kuralı olarak, eğer kullanıyorsanız, imza dosyalarınızı fazla uzun tutmamaya çalışın

7.Folder nedir?

E-posta kullananların karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri de farklı kişilerden gelen maillerin birbirine karışmadan organizasyonunu nasıl sağlayacaklarıdır. Kişilerden gelen mailleri farklı dosyalarda tutma ve indeksleme sistemleri modern e-posta programlarının ayrilmaz parçaları olmuşlardır.

8.Bir binary dosyayı (program, sıkıştırılmış dosya vb) e-mail ile nasıl gönderebiliriz?

10.Gönderdigimiz e-posta yerine ulaşmadan geri döndü. Sorun ne olabilir?

11.E-posta ile iletişim ne kadar güvenlidir?

12.E-posta gönderirken dikkat edilecek noktalar nelerdir?

13.E-posta ile gelen iletilerden sistemimize virüs bulaşır mı?

14.Yazışmalarda gördüğümüz. :-(, :-(, (-* gibi karakterler ne anlama gelir?

15.İstemediğimiz kişilerden gelen e-posta iletilerini filtreleyebilir miyiz?

16."Return Receipt" ve "Acknowledgement" nedir?

17.POP3 nedir? Ne gibi avantajlar sağlar?

17.Tanımadığınız bir yerden hoşlanmadığınız içerikte bir e-posta aldınız. Ne yapmalısınız?

18.Dünya üzerinde bedava e-posta servisi veren siteler var mıdır?


SONGÜL ACAR
070535002

Belli olay ya da olgulara ilişkin ilkeleri açıklamak, bir işlemin uygulanmasını, bir araç-gerecin çalıştırılmasını öncelikle gösterip açıklamak, sonrada öğrencilere tekrar ve uygulama yaptırarak öğretmek amacıyla kullanılan bir yöntemidir. Örneğin Beden Eğitimi dersinde öğretmen “Üç Adım Atlama” becerisini öğrencilere kazandırmak için önce kendisi örnek bir atlayış yapar sonrada her öğrencisine tek tek bu uygulamayı yaptırır.



a) Öğrencinin aktif katılımından dolayı, öğrenci merkezlidir.
b) Öğrenciye herhangi bir psikomotor beceriyi kazandırmanın en etkili yolu o beceri izlemek ve uygulamasını yapmaktır. Özellikle psikomotor becerilerin öğretilmesinde kullanılabilecek en etkili öğretim yöntemidir.
c) Yaparak-yaşayarak öğrenme ilkesi hayata geçirilir. Gösterip yaptırma yöntemi, daha çok duyu organın uyardığı ve öğrencilerin ilgi ve dikkatlerini çektiği için öğrenmeyi kolaylaştıran bir öğretim yöntemi olarak kabul edilmektedir.
d) Bu yöntemin gösteri kısmı öğretmen merkezli, yapma kısmı ise öğrenci merkezlidir.



a) Yaparak-yaşayarak öğrenme gerçekleştiği için öğrenmeler daha kalıcı olur.
b) Psikomotor becerilerin ve bilişsel alanın uygulama düzeyindeki kazanımların gerçekleştirilmesinde etkili olur.
c) Öğrencilerin birden fazla duyu organına hitap eder.



a) Çok kalabalık sınıflarda öğrencinin dikkatini çekemez.
b) Yeterli pratikten yoksun olan öğrenciler başarılı olamaz.
c) İyi planlanmadığı takdirde zaman kaybına neden olabilir.
d) Uygulama esnasında ipuçları, dönüt ve düzeltmeler zamanında yapılmazsa yanlış öğrenmeler oluşabilir.
e) Yapılan iş ya da eylem öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmadığı takdirde ilgi azalır ve özgüven kaybolabilir.
f) Çok fazla planlama ve hazırlık gerektirir.
g) Görsel ve işitsel kısmı birlikte olmazsa öğrenciler karıştırabilir.
h) “Anlama” olmazsa “taklit etme” ye dayanabilir.
I) Karmaşık gösterilerde başarısızlık hissine kapılabilirler.




a) Uygulama, mümkün olduğunca basit tutularak anlama kolaylaştırmalıdır.
b) Konudan uzaklaşmamaya dikkat edilmelidir.
c) İyi bir iletişim kurulmalıdır.
d) Uygulamanın süresi öğrencinin dikkat düzeyine göre ayarlanmalıdır.
e) Konuşma, uygulama ve gösterme bir arada yürütülmelidir.
f) Zaman zaman yapılanlar özetlenmeli ve önemli noktalara öğrencilerin dikkatleri çekilmelidir.
g) Yazılı materyal varsa gösterinin sonunda öğrencilere dağıtılmalıdır.
h) Öğrenci sorularına yer verilmelidir.
I) Gösterinin yazılı bir test verilerek değerlendirmesi yapılmalıdır.



Psikomotor becerilerin kazandırılmasında ve bilişsel alanın uygulama basamağındaki kazanımların gerçekleştirilmesinde etkili bir şekilde kullanılır. Ayrıca duyuşsal alanın değer verme, örgütleme, kişilik haline getirme basamaklarında etkili bir şekilde kullanılır. Meslek ve beceri eğitiminde daha çok kullanılır.


a) Gösteri için iyi bir plan hazırlanmalıdır.
b) Gösteriyi bütün öğrencilerin görmesi sağlanmalıdır.
c) Gösterinin uygulanması sırasında anlatım ve soru cevap teknikleri de kullanılarak öğrenci zihinsel yönden aktif tutulmalıdır.
d) Gerekli güvenlik önlemleri alınmalı ve materyaller sağlanmalıdır.
e) Kazandırılmak istenen beceri öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmalıdır.
f) Becerilerin aşamaları sırayla gösterilmeli.
g) Her öğrenciye istenilen beceriyi kazanması için yeterli zaman ve tekrar yapma şansı verilmelidir